Pardon, onun Bu güzel sözlerinden önce kaset bitti. | Open Subtitles | آسف لقد نفد لدي شريط التصوير قبل خطابها الجميل هذا |
Bu güzel Paskalya sabahındaki randevumuz için sabırsızlanıyordum. | Open Subtitles | بالكاد يمكنني الإنتظار للحفاظ على موعدنا بالصباح المبكّر من عيد الفصح الجميل هذا. |
Teknede rotacıydım ve bir akşam, hava durumunu analiz edip yolumuzu çizdiğim uzun bir seanstan sonra güverteye gelip Bu güzel güneş batışını gördüm. | TED | كنت الملّاح على القارب، وذات مساء، وبعد جلسة طويلة من تحليل بيانات الطقس والتخطيط لمساراتنا، صعدت إلى السطح ورأيت مشهد الغروب الجميل هذا. |
Buna sahip olduğunuz Bu güzel hara da dahil. | Open Subtitles | بما فيها نادي الفروسية الجميل هذا. |
Bu güzel aşk sahnesinin tam ortasında mı? | Open Subtitles | وأقاطع مشهد الحب الجميل هذا ؟ |
Bu güzel restoranı görmek istedim. | Open Subtitles | أردت أن أرى المطعم الجميل هذا |