Tamam, o zaman sen diyorsun ki temel değerlerimizden birisi eksik. | Open Subtitles | حسنا اذا انت تقول ان واحدة من قيمنا الجوهرية هي خاطئة |
Bence ön yargı ve taraflılık insan doğasının temel bir ikililiği. | TED | أعتقد أن التعصب والتحيز يوضح الازدواجية الجوهرية في الطبيعة البشرية |
Hiperuzayda başka tür evrenler içeren başka membranlar da olabilir hatta komşu membranlar kütle çekimi gibi bazı temel kuvvetleri paylaşıyor olabilir. | TED | تحتوي الأغشية الأخرى على أنواع أخرى من الأكوان متواجدة كلها في الحيز المدمج وقد تتشارك الأغشية المجاورة بعض القوى الجوهرية مثل الجاذبية. |
Ama isim bilgileri, off-shore şirketlerinin adı, şirket adı gibi temel bilgiler çevrimiçi olarak mevcut. | TED | ولكن المعلومات الجوهرية مثل اسم الشخص، وطبيعة شركاتهم في الخارج، واسم تلك الشركة، كل هذا متاح على الإنترنت. |
Radikal, yeni fikirlerin zamanının geldiğine ve temel gelirin bir politikadan çok daha fazlası olduğuna gerçekten inanıyorum. | TED | أعنقد أنه حان وقت الأفكار الجوهرية الجديدة والدخل الأساسي هو أكثر من مجرد خطة أخرى. |
Evrendeki temel gerçeklerin daim kalacağına olan inancım hala aynı. | Open Subtitles | إيماني باستقامة الأشياء الجوهرية مازات قائمة |
Savaş bunalımındaydı ve daha temel sorunlara bile değinememiştik. | Open Subtitles | لقد كان مصدوماً و منعزلاً و لم نصل بعد إلى المرحلة الجوهرية في حالته |
İnsan haklarından asla ödün vermedim, partinin en temel ilkelerinden de. | Open Subtitles | لم اتنازل عن حقوق الانسان او اهداف الحزب الجوهرية |
Bu kontratın temel amacı İtaatkârın şehvetini ve sınırlarını güvenle keşfetmesidir. | Open Subtitles | ،بين المهيمن والمذعن الغاية الجوهرية لهذه الإتفاقية السماح للمذعن بأن تكتشف شهوتها وحدود سلامتها |
- Bunların hepsi, çok temel bir şeyi farketmemi sağladı. | Open Subtitles | حسناً كل ذلك جعلني أدرك أمراً في غاية الجوهرية |
Ama bu laflar, çağımızın en temel sorularından birini yansıtıyorlar: Gelecek hangisinde yatıyor: Ulusalcılık mı, küreselcilik mi? | TED | ولكنها تعكس مدى حدة أحد أكثر الأسئلة الجوهرية في زمننا هذا: القومية أو العولمية... ما هو السبيل نحو الأمام؟ |
İnsanlığından ve insan oluşunun temel doğasından şüphe edersen, tanrılardan aradığın kurtuluş için... tüm yapman gereken onlar bakmak. | Open Subtitles | إذا شككت فى إنسانيتك وطبيعتك الجوهرية من الجانب البشري فكل ما تحتاج لفعله هو النظر لهم لأجل النجاة التى تتوسلها من الألهة |
Ve temel soruları sormaya başladı. | Open Subtitles | ولذا بدأ يسأل الأسئلة الجوهرية |
Ve eğer bunu yaparsanız, bu moral alçakgönüllük yolunda atılmış temel bir adım olacaktır. kendinizi bu kendi kendini doğrulayan tavrın dışında tutmakta, ki bu normal insanlık halidir Dalai Lama'yı düşünün. | TED | ولو فعلتم ذلك , فإنها الخطوة الجوهرية للوصول إلى تهذيب تواضع أخلاقي , لتخرجوا بأنفسكم من هذا البر الذاتي , الذي هو الحالة الإنسانية الطبيعية . فكروا بالدلاي لاما . |
Hedeflerimizi düşündüğümüzde-- Şunu söylemeliyim ki; Interval klasik anlamıyla hümanistik bir kurumdur. bu hümanizm, temelinde insanı seven ve insana saygı duyan temel değerler ile zeki deneysel araştırmayı birleştirmenin bir yolunu arar. | TED | و بينما نفكر في أهدافنا يجب أن أقول ذلك انترفل هي في الحقيقة مؤسسة إنسانية بمفهوم كلاسيكي الإنسانية بأفضل حالاتها إيجاد طريقة لدمج الأبحاث التجريبية مع مجموعة من القيم الجوهرية التي تكن الحب والإحترام الأساسي للأشخاص |
temel gerçeği inkar etmekten. | Open Subtitles | لإنكار الحقيقة الجوهرية |
temel içgüdülerine karşı çıkıyor. | Open Subtitles | انه يعارض غرائزه الجوهرية |
Şimdi müzik anlamında benim için çok temel ve gerçekten içsel anlamda önemli bir deneyim Güney Afrika'daki maceralarım olmuştur, bana göre gezegenimizin en baş döndürücü müzik ülkesi, müziksel kültürüyle bana çok temel bir ders veren bir ülke: müzik yaparak çok derin seviylerde yaşamsal güven sağlayabilirsiniz. | TED | أما الان فما هو جوهري و ما كان عبارة عن تجربة حقا مهمة غريزيا بالنسبة لي, من حيث الموسيقى, هو مغامراتي في جنوب افريقيا انها البلد الأكثر اذهالا موسيقيا على وجه الارض من وجهة نظري بل وهو البلد الذي من خلال ثقافته الموسيقية علمني درسا جوهريا وهو أنه من خلال تأليف الموسيقى يمكن أن تحصل على مستويات عميقة من احياء الثقة الجوهرية |