"الجيدون" - Traduction Arabe en Turc

    • iyi
        
    • iyileri
        
    • iyilerden
        
    Evet, iyi vatandaşlar cephede ve genç yaşta ölürler değil mi? Open Subtitles أجل، أليس كذلك؟ الأمريكيون الجيدون عادةً يموتون صغاراً فى أرض المعركة.
    Ama şu anki durumumuzda neden iyi adamlara savaşma şansı tanımayalım ki? Open Subtitles لكن بهذه الحالة تحديداً لمَ لا نعطي الرجال الجيدون فرصة للقتال ؟
    Ortalıkta sürüyle iyi yönetici var ama iyi doktor pek yok. Open Subtitles هناك الكثير من المدراء الجيدون و ليس الكثير من الاطباء الجيدين
    İlk yıllarında hepsi böyledir. En azından iyileri. Nasırlaşmaları biraz zaman alır. Open Subtitles جميعهم كذلك في السنة الأولى، الجيدون منهم على الأقل، و الإندماج في الأمر يستغرق وقتا.
    Troy, iyileri kötülerden ayırabildiğimiz zamanları hatırlıyormusun? Open Subtitles تروى"," هل تتذكر عندما كنا نفرق بين الرجال الجيدون والسيئون؟
    Hedeflerken hep şaşırırım, yanlışlıkla iyilerden birini öldürmek istemem. Open Subtitles فأنا اصبح عصبى نوعاً ما فى حاله الفوضى و انا اكره رؤيه الرجال الجيدون يموتون بالخطأ
    Bir rehine, iddiası zayıf olan birini... iyilerden olarak teşhis edebiliyor. Başladığımız yere döndük. Open Subtitles سيعرف الرهينة من هم الأشخاص الجيدون و ها نحن عدنا إلى النقطة الأولى
    Havanın ağırlığı yüzünden yaralanan çok fazla iyi insan var. Open Subtitles هناك فقط الكثير من الناس الجيدون اِنسحقـو من الهواء اِلثقيل
    Bunlar bence bazı iyi adamların çözümüne yardımcı olduğu kadın meseleleri değil. TED أنا لا أرى هذه على أنها قضايا نساء والتي يساعد فيها بعض الرجال الجيدون.
    Bu tarz gazeteciliğe devam edeceğim, çünkü biliyorum ki, kötü insanların yıkıp döktüğünü iyi insanlar düzeltip, yerine koymalı. TED أنا سأقوم بالأستمرار في هذا النوع من الصحافة، لأنني أعلم أنه عندما يدمر الأشرار الرجال الجيدون يجب أن يبنوا ويتحدوا.
    ve işte kafamı karıştıran şeyler. İlki, iyi bir tartışmacı, tartışmayı kazanınca ne kazanır? TED و هذه هي الأمور التي تحيرني. أولاً، ما الذي يكسبه المجادلون الجيدون عندما يربحون جدال؟
    Ama aksine, iyi insanlar işe giden, evine dönen, çocuk yetiştiren, tv izleyen insanlardır. TED وفي المقابل، الأشخاص الجيدون هم أشخاص يذهبون إلى العمل ويعودون إلى المنزل ويربون أطفالهم ويشاهدون التلفاز.
    Gelip giderler. Ve öğretmenler, iyi öğretmenler çok fazla zamanlarını çocuklara bu deneyimler arasındaki geçişi nası yaptıracağını düşünerek geçirir. TED هم ينتقلون من وإليها. والمعلمون، كما تعلمون، المعلمون الجيدون يقضون وقتا طويلا بالتفكير في طرق لنقل الأولاد عبر هذه التجارب.
    Bir şekilde bazı insanların ölmeyi hak ettiğine inanılır aksi takdirde iyi insanlar kendilerini yaşam şansının çok çarpıtıldığı yerlerde yaşamaya ikna ederler. TED عبر الاقتناع أن بعض الأشخاص يستحقون الموت على نحو ما، يسمح الأشخاص الجيدون لأنفسهم بالعيش في أماكن حيث تكون فرص العيش شديدة الانحراف.
    Çünkü gözlemlediğim kadarıyla çocukların çoğu için gereken iyi öğretmenlerin çoğunluğu devlet üniversitelerindeler. TED لأن ما ألاحظه هو المدرسون الجيدون , لكثير من هؤلاء الأولاد , هم خارج كليات المجتمع
    Ve düşünmeye başladım, .ancak böyle iyi insanlar birisinin başı belada olunca birbirlerine böyle kenetlenir .ve böyle iyi insanlardan artık dünyada fazla kalmadı. Open Subtitles وأنا أعتقد، هو الناس الجيدون الذي يلتصقون عندما أي شخص في المشكلة، وهناك ليس العديد من الناس الجيدون في العالم.
    Troy, iyileri kötülerden ayırabildiğimiz zamanları hatırlıyormusun? Open Subtitles تروى"," هل تتذكر عندما كنا نفرق بين الرجال الجيدون والسيئون؟
    Askeri yetkililer. En iyileri. Open Subtitles مسؤولون عسكريون, الجيدون منهم
    O iyilerden biri. Open Subtitles أنا من الجيدون

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus