| Oh.peki.Senin anlaman iyi oldu. Birşeyleri anlayabilmen gerekli.Sen bir jüri danışmanısın. | Open Subtitles | حسن ، من الجيد أنك تعلمين ، لكن يجب أن تعرفي شيئا ما ، أنت مستشارة هيئة المحلفين |
| O evden taşınman iyi oldu. | Open Subtitles | الشيء الجيد أنك يجب عليك الانتقال من هذا المنزل. |
| Buradan ayrılman iyi oldu. Burası karanlık bir yer. | Open Subtitles | من الجيد أنك غادرت من هنا، هذا مكان مظلم |
| Buradan gidiyor olman iyi oluyor. Umarım yeterince uzak olur. | Open Subtitles | من الجيد أنك سترحلين آمل أن يكون بعيدا كفاية |
| İyi ki oyuncuna yol gösterdin. Yoksa şıp diye yakalayacaklardı. | Open Subtitles | من الجيد أنك ساعدت لاعبك إذ كانوا يحكمون السيطرة عليه |
| Annemle konuşman iyi olmuş, öyle değil mi? | Open Subtitles | من الجيد أنك أجريت تلك المحادثة مع أمي، أليس كذلك؟ |
| Tekrar güvende olduğunu görmek çok güzel Baba. | Open Subtitles | من الجيد أنك سليم سأقول لك ذلك |
| Seni gördüğüme çok sevindim. Ne iyi ettin de geldin. Seni bekliyorduk. | Open Subtitles | سعدتُ جداً برؤيتك, من الجيد أنك أتيت فلم أكن أتوقع مجيئك, يا صديقي |
| Ölümü seviyor olman güzel, çünkü kendi ölümünün tadını çıkaracak vaktin olacak. | Open Subtitles | من الجيد أنك تحب الموت لانه لديك الوقت لتتذوق موتك |
| Bunu bana söylediğin iyi oldu ve bu mahkumlara değil. | Open Subtitles | من الجيد أنك قلت هذا لي وليس لأحد من هؤلاء المساجين |
| Gelebilmen iyi oldu. Bir şeyler yedin mi? | Open Subtitles | من الجيد أنك إستطعت الحضور هل أكلت بعد ؟ |
| Beni bulduğun çok iyi oldu, o andan beri sana bir şey sormak istiyordum. | Open Subtitles | إنه لمن الجيد أنك وجدتني لإني كُنت أود سؤالك عن شيء ما منذ ذلك الحين |
| Gittiğin iyi oldu. Gittiğine sevindim. | Open Subtitles | من الجيد أنك غادرت لقد سررت أنك فعلت |
| Beni görmeye gelmeniz iyi oldu, Bay Bramard. | Open Subtitles | من الجيد أنك أتيت لرؤيتي سيد برامارد. |
| Öğle yemeği vakti gelmesi iyi oldu. | Open Subtitles | من الجيد أنك ستقدمين لنا الغداء |
| Bunu bildiğim iyi oldu. | Open Subtitles | من الجيد أنك أخبرتني بذلك أريد السلطه |
| Benzinlikte olman iyi bir şey. | Open Subtitles | الشيء الجيد أنك الآن بمحطة بنزين |
| Babanı hiç tanımamış olman iyi. | Open Subtitles | من الجيد أنك لن تعرف أبداً والدك |
| Onunla yatmamış olman iyi bir şey. | Open Subtitles | -عزيزتي ، من الجيد أنك لم تنامّي معه ، أنه أحمق |
| - Ben nalbandı yollarım. - İyi ki rastlaşmışız. | Open Subtitles | سأرسل الحداد إلى هنا من الجيد أنك مررت بالصدفة |
| İyi ki buradasınız. Durumu iyi gitmiyor. | Open Subtitles | أوه ، من الجيد أنك هنا انها ليست على ما يرام |
| O kızı gözaltına alman iyi olmuş, Şerif. | Open Subtitles | من الجيد أنك إحتفظت بالفتاه بالحجز صحيح أيها المأمور ؟ |
| Ordövr alanında devriye gezmen çok güzel bir şey. | Open Subtitles | -من الجيد أنك هنا للسهر على انضباط منطقة المشهيات |
| -Bunu getirerek iyi ettin. -Evet. | Open Subtitles | . من الجيد أنك أحضرت هذا لي , حسناً |
| Geç de olsa o antika şeyden kurtuluyor olman güzel. | Open Subtitles | من الجيد أنك ستتخلّص منها على أية حال |