Üstelik bu genleri farklı kombinasyonlarda kullanan yüzlerce hücre tipi var. | TED | ويوجد المئات من أنواع الخلية التي تستخدم هذه الجينات في مجموعات مختلفة. |
- CRISPR-CAS-9. RNA ve protein aynı konumdaki genleri kesiyor. | Open Subtitles | الحمض النووي الريبوزي والبروتين يقطعان الجينات في أماكن معينة |
Bu embriyodan bazı genleri alıp döllenmiş olan yumurtaya yerleştireceğiz. | Open Subtitles | نأخذ الجينات من هذه البويضه ونضع هذه الجينات في بويضه جديده |
Şu an yapmaya çalıştığımız şey, tahıllarda bu süreci taklit etmek için dirilen bitkilerdeki bu genleri açan çevresel ve hücresel sinyalleri anlamak. | TED | لذلك فإن ما نحاول عمله الآن هو فهم المحيط و إشارات الخلايا التي تشغل هذه الجينات في النباتات القابلة للنشور، لمحاكاة هذه العملية في المحاصيل. |
Homojen topluluklarda genleri izole etmek daha kolaydır. | Open Subtitles | من السهل فصل الجينات في وسط متجانس |
Yıllarca süren evrime maruz kalmamış yarattığımız bu yepyeni genleri dağıtırsak ve onlar da mevcutta bulunanlarla karıştırmaya başlarlarsa, bu bir felakete veya bir problemi tetiklemez mi, özellikle de bunu piyasaya sürecek olan şirketlerin ticari beklentisini de işin içine katarsak. | TED | إذا وضعنا الجينات التي خلقناها تلك التي لم يتم اعتراضها خلال سنين من التطور وبدأت تختلط مع بقية الجينات في الخارج أليس من الممكن أن يؤدي هذا إلى كارثة أو مشكلة بخاصةًً عندما نضيفها للحافز التجاري التي تعرضها بعض الشركات لمن يمكنه القيام بذلك. |
Tek hücreli organizmalardaki DNA genleri, havaya oksijen yaydılar, karbondioksiti emdiler, yere kireç ve demir madenleri eklediler. Bu genlerden etkilenmeyen derinlerde bir yerlerde, küçük bir parça ya vardır ya yoktur. | TED | إن الجينات في الحمض النووي للكائنات أحادية الخلية وفّرت الأكسجين في الهواء، واستخلصت ثاني أكسيد الكربون، ووضعت الطباشير وخام الحديد في باطن الأرض، وبقيت بالكاد مسافة بوصة مكعبة من السطح على وضعية مناسبة بحيث لا تتأثّر تلك الجينات. |