Bazen bir yara enfekte olduğu zaman, toksinleri kana karışıyorlar, | Open Subtitles | عندما يُصاب الجُرح أحياناً بالعدوى يتِم إطلاق السموم في مجرى الدَم |
Başımdaki yara geçene kadar beraber görünme riskini alamayız, ben olmaya devam etmelisin. | Open Subtitles | لا يُمكننا أن نجازفَ بأن نُرى سوياً حتي يندمل الجُرح الذي أصاب رأسي عليكِ مواصلةُ الإدعاءُ بأنّكِ أنا |
Düşen bir baltanın bu kadar derin bir yara açmasına şaşırdım. | Open Subtitles | إنّي مُتفاجئٌ من أنّ سقوط الفأس قد يُسبب مثل ذلك الجُرح العميق. |
Yarayı temizlemek için kullanabiliriz. Felaket acıtır ama. | Open Subtitles | . سنقومُ بإستعمالهِ لتنظيفِ الجُرح , سوفَ يؤلِمُها بشدّة |
Bu aşınmaya ne neden olduysa aynı zamanda yaranın üst kısmındaki bir kemiği de parçalamış. | Open Subtitles | أياً كان ما سبّب الكشوط، يبدو أنّه تقطّع، لجزء من عظمة بالقرب من أعلى الجُرح. |
Şimdi başlarsanız yara enfeksiyon kapmaz. | Open Subtitles | إبدأ بهِم الأن حتى لا يُصاب الجُرح بالعدوى. |
Başındaki yara çok kötü kanıyor. Beni merak etmeyin. | Open Subtitles | أنتَ تنزف بشدّة من ذلك الجُرح الذي برأسك |
Akyuvar sayısı düşüyor, yara temiz ama ateşi hala yüksek. | Open Subtitles | نسبة الخلايا البيضاء تنخفض الجُرح نظيف لكن حرارته لا تزال مرتفعة قليلاً |
Gerçekten derin bir yara. | Open Subtitles | حسناً ، الجُرح عميق جدّاً و سنحتاج أن ننظّف هذا الجُرح |
Kafamda bu korkunç yara izi kalacak. | Open Subtitles | لَديَ أثَر الجُرح الفَظيع هذا على رَأسي |
yara küçüktür ama derine gider. | Open Subtitles | الجُرح سيكونُ صغيراً لكنهُ عميقٌ جداً |
yara köprücük altı atardamarını ıskalamış. | Open Subtitles | . الجُرح لم يصل إلي شريان الترقوية |
Boynunun her tarafı yara olmuş. | Open Subtitles | هذا الجُرح الممتد على طول عُنُقِها |
Bu yara pislik içinde. | Open Subtitles | ذلك الجُرح كان مليئاً بالاوساخ |
Ufak bir kanama. yara açılmıştı. | Open Subtitles | نَزفٌ بَسيط، فُتِحَ الجُرح |
Konuşunca yara açılıyor. | Open Subtitles | الجُرح يُفتح عندما أتحدث |
O Yarayı bulmak için özel bir tıbbi bileşim kullanıyoruz. | Open Subtitles | نستخدم مُركباً طبياً خاصاً لنُساعدهم على إيجاد ذلك الجُرح |
Yarayı korumak için enfeksiyonu önlemek için hastanın daha fazla acı çekmesini engellemek için. | Open Subtitles | و ذلك لحماية الجُرح , و لمنع العدوى و لحماية المريض من المعاناة الزائدة |
Bu kez daha şanslı olabiliriz çünkü yaranın üç katı daha fazlasını bulduk. | Open Subtitles | قد يُحالفنا الحظ هذه المرّة، بما أنّه هذه هي المرّة الثالثة التي نتفحّص الجُرح فيها. |
Ama yaranın, aluminyum, keskin köşeli bir şeyle açıldığını zaten bulmuştuk. | Open Subtitles | لكنّنا حدّدنا أنّ الجُرح حدث بواسطة شيءٍ مصنوع من الألومنيوم، شيء به حافة حادّة. |
kesik neredeyse iyileşmiş olmalı, hadi bi bakalım. | Open Subtitles | هذا الجُرح على وشك أن يندمل , دعني ألقي نظرةً |