Oturup oğlumun aklından geçenleri dinlemek için sürekli vakit ayırıp, ona sıcak bir fincan kakao ikram edeceğim. | Open Subtitles | لَنْ أكون أبداً مشغولاً جداً لأنْ أَجْلس ، أستمعُ بما يُفكر به إبني على أحلى كأس من الكاكاو الحارِ |
O yumuşacık, sıcak çamaşırla ne yaptın? | Open Subtitles | والذي عَمِلَ أنت تَعمَلُ بذلك النسيج الكتاني الحارِ الجديدِ؟ |
Tereyağlı sıcak rom kokteyli yapacağım. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ خائفَ هذه أُصبحُ مَكْسُور. سَأَجْعلُ بَعْض شرابِ الروم المُزَبَّدِ الحارِ. |
Onun üzerine biraz sıcak su dökmeli miyiz? | Open Subtitles | هَلْ يَجِبُ أَنْ نَصْبَّ بَعْض الماءِ الحارِ عليها؟ |
Sağ ol. - Ben limonlu sıcak çay içerim. | Open Subtitles | - أنا أَحبُّ a كأس الشاي الحارِ بالليمونِ. |
sıcak suya herhangi bir poşedi at. Hangisi olursa. | Open Subtitles | ... فقطرميةaحقيبة في بَعْض الماءِ الحارِ. |
Evet, kızların gece muhabbeti sıcak yağla yapılan masajlar ve "Yapmamalıyız!" diye gizli fısıldaşmalar. | Open Subtitles | نعم، كلام بنتِ آخر الليلِ... تدليك النفطِ الحارِ... والهمسات المخفية، "نحن يَجِبُ أَنْ لا! " |