İlki, bilgisayar laboratuvarlarında bir dizi yenileştirme idi. | TED | أولها هو سلسلة من التجديدات لمعامل الحاسب الآلي |
İşte böyle, bilgisayar kullanan bir şempanze. | TED | لذلك نحن هنا، شمبانزي يستخدم الحاسب الآلي. |
İkinci bir örnek olarak, müttefik bir ulus grubu hayal edin, işbirlikçi bir şekilde düşman ulusun nükleer savaş gemisinin bilgisayar sistemine sızıyor. | TED | كمثال آخر: تخيل مجموعة متحدة من الأمم يتعاونوا في إقتحام أنظمة الحاسب الآلي الخاصة بسفينة حربية نووية للأمة المعادية. |
Bir gezegenin su ve yaşam için sahip olması gereken atmosfer türünü hesaplamak için bilgisayar modellerini kullanıyorum. | TED | ولذلك ألجـأ إلى نماذج الحاسب الآلي لتحديد الغلاف الجوي اللازم لاحتمال تواجد المناخ اللازم للماء والحياة على كوكب ما. |
bilgisayar tüm olasılıkları değerlendirip potansiyel etki bölgesini iniş elipsi halinde çıkarıyor. | TED | وبأخذ كافة الاحتمالات بعين الاعتبار يحدد الحاسب الآلي المنطقة المحتملة للاصطدام في شكل إهليلجي للهبوط. |
Şimdi bilgisayarlarla da olan bu. Böylece bilgisayar programlama birden çok daha kolay bir hâl aldı. | TED | الأمر ذاته يحصل مع الحاسب الآلي الآن وذلك يجعل البرمجة باستخدام الحاسب أكثر سهولة فجأة |
bilgisayar bölümünde, genç Japonların beyin kaslarını eski Atinalıların jimnazyumlarda yaptığı gibi çalıştırdıklarını gördüm. | Open Subtitles | في قسم الحاسب الآلي في المتجر رأيت فتاة يابانية تحرك رأسها مثل اليونانيات |
Bütün bilgisayar sistemimizi yenilemek üzereyiz. | Open Subtitles | الحاسب الآلي بالشركة يرفع المستوى تماماً |
Kartım bu, herhangi bir bilgisayar sorunun olursa ya da arkadaş istersen... | Open Subtitles | ...ها هي بطاقتي، إذا حدثت مشكلة مع الحاسب الآلي أو أردت التحدث |
Bunun bir ilacı olduğunu biliyor musun? Adına bilgisayar deniyor. | Open Subtitles | لديهم علاج لهذا كما تعلمين يدعى الحاسب الآلي |
bilgisayar eğitimi almıştı ama tüm bildiğim bu. | Open Subtitles | قد تدربت على الحاسب الآلي وهذا كل ما أعرفه |
Beyinleri bir buzdolabında, fakat, bedeni, labaratuar sehpası etrafından yol bulsun diye bilgisayar ekranındaki nöron tepkilerini görüyorsunuz. | Open Subtitles | إنسان آلي تحت سيطرة نسيج مخ حي أمخاخه توضع في ثلاجة ولكن يمكنك أن ترى استجابة خلاياها العصبية على شاشة الحاسب الآلي |
Ama bir gün hibrot veya bilgisayar uyanır ve kim ve ne olduğunun farkına varırsa, bu kablolardan bir ruh belirirse, nasıl bileceğiz? | Open Subtitles | بالإدراك عالي المستوى وهو الأقرب إلى الإدراك البشري فريمان: ولكن إذا حدث في يوم ما أن صحا الهايبروت أو الحاسب الآلي |
Üniversiteye gidiyoruz, bilgisayar fakültesini açacaksınız sonrasında birkaç kişi ile buluşacaksınız üniversiteden öğretim görevlileri, öğrenciler. | Open Subtitles | نصل للجامعة وتفتتحين قسم الحاسب الآلي وبعدها سيكون هناك اناس لتقابليهم طلاب واساتذة وعاملين من الجامعة |
Sen, um, biliyor kod kusurları bilgisayar sistemleri . | Open Subtitles | أنت تعلم, ثغراتٌ رقمية في أنظمة الحاسب الآلي |
Eğer hapiste iken , ben Ira adlı bilgisayar bir göz aldı. | Open Subtitles | لقد ألقيتُ نظرةً على الحاسب الآلي لـ "إيريك" بينما كنتَ في السجن |
Natalie şifreli yazı ve bilgisayar güvenliği bölümümüzdeki anahtar çalışanlardan biriydi. | Open Subtitles | ناتالي كانت عضوا أساسياً لدينا في قسم التشفير و أمن الحاسب الآلي |
Müfettiş size sanat ve bilgisayar odasını yıkıp Glee Klübü kurma izni vermiş olabilir. | Open Subtitles | المشروف منحكم إذن لكي تهدموا مختبر فن الحاسب الآلي .لكي يأخذ مكانه ناديّ الغناء |
Şu bilgisayar denen şeyi duydun mu? | Open Subtitles | هل سمعت بشيء من قبل يُسمى الحاسب الآلي ؟ |
- Bunun doğru bilgisayar olduğunu sanmıştım! | Open Subtitles | لقد اعتقدت بأنه الحاسب الآلي المناسب إنَّه المناسب |