Evrim tarihiyle ilgili argümanları bugün ne yapmamız gerektiğine yönelik kullanmayı denemek oldukça şaşırtıcı. | TED | إنه محير جدا, محاولة استخدام الحجج حول التاريخ التطوري لتحويل هذا إلى ما يجب علينا القيام به اليوم |
Yani eleştiri ve düşmanlık işe yaramıyor ve ben bu argümanları dinlemedim. | TED | إذا، النقد والعداء لا يجديان، وأنا لم ألق بالًا لهذه الحجج. |
Bu da demek oluyor ki, ya Tractatus iddialarını çürüteceksiniz ya da bizimle paylaşacağınız bir kesin gerçeğiniz var. | Open Subtitles | هذا يعني أنك وجدت تناقضاً في الحجج للـ تاركتاتس، أو أن لديك حقيقة مطلقة تريد مشاركتنا بها |
Bu da demek oluyor ki, ya Tractatus iddialarını çürüteceksin ya da bizimle paylaşacağın bir kesin gerçeğin var. | Open Subtitles | هذا إما يعني أنك وجدت تناقضاً في الحجج للـ تراكتاتس، أو أن لديك حقيقة مطلقة تريد مشاركتنا بها |
19. yüzyıl sonlarında, Dünya'nın kaç yaşında olduğuyla alakalı tartışmalar yaptığınız bir jeoloji ders kitabı yazabilirdiniz. | TED | بنهاية القرن التاسع عشر. أمكنك تأليف كتاب في الجيولوجيا و تقديم الحجج عن قدم الأرض |
tartışmalar, dinleyicilerin inançları, kime güvendikleri ve hangi değerlere önem verdikleri hesaba katılarak bir temele oturtulduğunda daha ikna edici olurlar. | TED | إن الحجج مقنعة أكثر حين تكون قائمة على معرفة جيدة بالجمهور، مع الأخذ بالاعتبار معتقداتهم، وبمن يثقون، وماذا يقدّرون. |
Tamam beyler, savunmaları dinlemeye hazırım. | Open Subtitles | حسناً أيها السادة، أنا مستعدة لسماع الحجج |
Bu nedenle Bay Stack için kefalete izin veriyorum, ...yarın savunmaları duymak için toplanıyoruz. | Open Subtitles | لذا سأحدد كفالة للسيد (ستاك) وسأسمع الحجج غدًا |
Afganistan'da ayrılmamızı önerenlere karşı kullandığımız ana argümanların başında bu ülkelerde kadınların statüsü geliyor. | TED | ما يتم اخبارنا به من الحجج لمغادرة هذا البلد هو أن مصير المرأة هو الأساس. |
Bende bu argümanları çürütecek akıl yok. | Open Subtitles | ليس لدي من الثقافة ما يجعلني أرد على هذه الحجج العقلية |
Ama tasarım argümanları ekonomistlerden, tıp uzmanlarından ve çevrecilerden öğrendiğim argümanlar kadar etkili olmaz. | TED | ولكن لن اقدر على اعطاء حجج للتصميم لهذا التي سيكون لها تأثر بقدر الحجج الذي تعلمتها من الاقتصاديين، وعلماء الأوبئة وأنصار البيئة |
Savaş karşıtı argümanları silemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تمسح الحجج التي ضد الحرب |
Onların hepsini birebir tanımıyordu ama takdire değer bir dehayla onları birer sosyal eylemciye dönüştürdü ve onlara onun adına kampanya yapabilmek için ihtiyaçları olan argümanları ve enstrümanları sundu. | TED | فهو لم يعرف كل واحد فيهم، و لكنه ببراعة تثير الإعجاب استطاع أن يحولهم إلى ناشطين بإعطائهم جميع الإمكانيات بين أيديهم و كل الحجج و الأدوات اللازمة التي يحتاجونها لينظمو حملة بإسمه عن طريق عمل حملته الخاصة |
Sırada 0313 numaralı davanın iddialarını dinleyeceğiz. | Open Subtitles | سوف نستمع إلى الحجج التالية في 0313. |
Eyalet iddialarını sunabilir. | Open Subtitles | يجوز للولاية تقديم الحجج |
O gece Princeton’da, tartışmalar zincirindeki mutlak boşluk beni deli ediyordu. | TED | وفي تلك الليلة في برينستون، كانت هناك فجوة معينة في سلسلة الحجج تثير حفيظتي. |
Şu açıdan bakalım: ahlak ve adalet hakkındaki düşünüş biçimimizin altında evlilikle ilgili tartışmalar yatıyor. | TED | الآن، ضعها بتلك الطريقة، ما هي طرق التفكير حول العدالة والأخلاق التي تكمن خلف الحجج التي لدينا حول الزواج؟ |
tartışmalar başlamadan önce birkaç sakin gün geçirelim. | Open Subtitles | أريــد بضعــة أيام في سلام قبـل بدأ الحجج |
Bu nedenle şimdi Ed'in tohumlarının Wendell'in tarlasına dikilmesi gerçeği üzerindeki savunmaları dinleyeceğim, yalnızca niyet olarak değil. | Open Subtitles | لـذا سأسمـع الحجج الآن حول حقيقة أن بذور (إيـد) تم (زرعهـا على أرض (وينـدل و ليس النيـة |
Bu argümanların işe yaramayacağını biliyorum, çünkü biri bana da Mormon olduğum için aptal olduğumu söylemişti. | TED | هذه الحجج لا تفيد، وأنا أعي ذلك لأنِّي أتذكر قول شخص ما لي بأني كنت غبية لاعتناقي العقيدة المورمونية. |