"الحداثة" - Traduction Arabe en Turc

    • modern
        
    • modernizm
        
    • yaparak bu
        
    • tatsız olay
        
    • yağcılık yaparak
        
    O modern, post-modern, meta-modern, cesur, seksi, kurnaz ve yakalamaya değer bulaşıcı bir tavırla. TED إنها الحداثة، ما بعد الحداثة فوق الحداثة، جريئة مثيرة، بارعة وبطريقة مُعدية تستحق المتابعة.
    RNG: Şüphe yok, ama modern savaş karşıtı hareketler savaş karşıtı duygularımızı harekete geçirmemiz gerektiğini savunan bir dizi düşünüre dayanıyor, modernitenin babası Erasmus gibi. TED ريبكا: لاشك لكن الحركات المضادة للحرب الجديدة تتصل بسلسلة طويلة من المفكرين الذي ناقشوا لماذا ينبقي علينا تحريك العواطف تجاه الحرب, مثل أب الحداثة إراسموس
    Kalp ve aşk arasındaki bu bağ modern zamanda da ayakta kaldı. TED وقد صمد هذا الربط بين القلب والحب بوجه الحداثة.
    modernizm beyaz kutu demektir ve mükemmel beyaz bir kutu. TED الحداثة تعني صندوق أبيض، و هذا المكان هو الصندوق الأبيض المثالي
    Neden böyle yağcılık yaparak bu ilericilik konusunu açıp duruyor? Open Subtitles يتكلم عن الحداثة
    O tatsız olay dostluğumuzu bozmaz umarım. Open Subtitles وأتمنى أن لا تتركي تلك الحداثة الصغير تخريب صداقتنا
    modern gelişimin bizler için neleri mümkün kıldığına dair birkaç örnek vereceğim. TED سأعطيكم بعض الأمثلة عن اللأشياء التي أتحتها لنا تطور الحداثة.
    Otistiks, saraya modern bir hava getirdi Open Subtitles أعطى أوتيس القصر أيضا لمسة من الحداثة لاي غرض هذه الغرفة الصغيرة؟
    Ben modern Orgeneraldim, o yüzden ajandamı boşaltıp, günün geri kalan kısmını sana koçluk yaparak geçireceğim. Open Subtitles كنت جنرال الحداثة , لذا سأقضي بقية اليوم في تدريبك
    Aaa, bir çeşit modern romantik-kurgu. Open Subtitles نوعاً من الخيال الرومانسي ما بعد الحداثة
    Hayret! Bütün geceni onunla geçirdin ve hala ismini bilmiyor musun? Ben o kadar modern değilim. Open Subtitles قضيتِ اللّيل معهُ، وأنتِ لا تعرفين اسمه حتّى أنا لستُ بهذه الحداثة.
    Babam New York School'un soyut ekspresyonistlerinden biriydi, çağdaşlarıyla beraber Amerikan modern sanatını keşfetti ve o zamanki Amerikan ruhunun 20. yüzyılda modernizme doğru taşınmasına katkıda bulundu. TED كان ينتمي لمدرسة نيويورك للفن وهو واحدًا من التعبيرين التجريدين الذين استطاعوا جنباً إلى جنب مع معاصريهم اختراع فن أميركا الحديث و ساهموا في تحريك روح العصر الأميركي باتجاه الحداثة في القرن العشرين.
    Harika post modern bir gösteri parçası olarak buluyorum. Open Subtitles أجده أداء فني بارع ما بعد الحداثة
    O zaman ikiniz de gey olurdunuz. Ne modern. Open Subtitles آها, وعندها يكون كلاكم مثليّ الجنس ما بعد الحداثة" إذن؟"
    "Zevkli modern" ve "Yahudi anne değersiz ıvır zıvırları" arasındaki doğru dengeyi yakalamak zor iş. Open Subtitles من الصعب إيجاد التوازن الصحيح "بين "الحداثة الراقية و "مهرجان الأم اليهودية "للخردوات الصغيرة
    Büyük modern bir karmaşa. Alakazam. Open Subtitles إلى الحداثة الكبيرة
    Birçeşit modern Harabe. Open Subtitles نوع من الحداثة المنسية
    Aydınlanma sonrasının zehirli bir modernizm kalıntısıyım. Open Subtitles بقايا سامة من الحداثة... مما بعد عصور التنوير...
    Neden böyle yağcılık yaparak bu ilericilik konusunu açıp duruyor? Open Subtitles يتكلم عن الحداثة
    O tatsız olay dostluğumuzu bozmaz umarım. Open Subtitles وأتمنى أن لا تتركي تلك الحداثة الصغير تخريب صداقتنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus