Boyları ayıran sınırlar artık net değil. | Open Subtitles | الحدود التي كانت تقسم العالم لم تعد موجودة |
Klanları ayıran sınırlar şimdi yıkılmış. | Open Subtitles | الحدود التي كانت تقسم العالم لم تعد موجودة |
Örneğin Mozart ve beş oktavlı piyanosu, Jimi Hendrix ve altı telli gitarı, Serena Williams ve tenis sahaları... Potansiyelimizi açığa çıkaran şey sınırlar. | TED | من بيانو موتسارت ذو الخمسة جوابات وجيمي هندريكس وجيتاره ذو الست أوتار، سيرينا ويليامز في ملعب التنس، إنها الحدود التي تطلق العنان لقدراتنا. |
Ayrıca, benden derhal keşif kolu oluşturmamız ve dağlık alandaki, bizim tarafımıza düşen sınır hattını tespit etmemiz isteniyor. | Open Subtitles | كما أنه طلب مني تشكيل فرقة بشكل عاجل.. لتوثيق الحدود من جانبنا، تلك الحدود التي من جهة الجبال.. والتي لم توثق بعد |
Bu, geçemeyeceğim bir sınır. | Open Subtitles | هذا هو واحد من الحدود التي لا أستطيع أنْ أعبرها. |
Sanırım ki, geçmememiz gereken çizginin, ötesine geçtik. | Open Subtitles | نحن الآن تخطينا الحدود التي وراء الحد الذي اعتقد باننا سوف نتخطاه |
Aşmamamız gereken çizginin ötesine geçeceğim... ve onlara, elimizde olduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأتعدى هذه الحدود التي لا يفترض أن نعبرها و نخبرهم أنك معنا |
Hayatım boyunca inkâr ettiğim görmezden geldiğim bu sınırlar gerçekti... ve onlarla baş etmek zorunda kaldım, Bunun için hayalgücüm, yaratıcılığım ve tüm yeteneklerimi kullanmam gerekti. | TED | تلك الحدود التي قضيتُ كل حياتي وأنا أنكرها رفض الماضي والتجاهل كانت حقيقة، وكان عليّ التعامل معها، وتطلب ذلك الخيال والإبداع ومجموعة مهاراتي كاملة. |
Eğer Wall Street tüccarı iseniz, gerçek zamanlı olarak bir piyasa sistemi içinde finansal varlıklarını satabilir, en karlı fırsatları tanımlayabilirsiniz. mikro saniyelerde ve belirlediğiniz sınırlar içinde yürütebilirsiniz. | TED | إذا كنت مضارب بوول ستريت، تعتبر بيع الأصول المالية الخاصة بك في نظام الأسواق أمرا مفروغا منه لأنه يحدد لك الفرص الأكثر ربحية في الوقت الحقيقي، وينفذها في أجزاء من الثانية حسب الحدود التي حددتها. |
Ancak Afrika'daki ülkelerin çoğu için, daha da tehlikeli hâle gelecek: uç noktada iklim koşulları, İslam ve de Hristiyanlık için radikalizm, çok zayıf yönetim, savunulamaz sınırlar, çokça zoraki göç. | TED | لكن بالنسبة لمعظم الدول الإفريقية، سيكون الأمر محفوف بالمخاطر: الظروف المناخية القاسية، التطرّف الإسلامي و المسيحي، السلطة ضعيفة النفوذ، الحدود التي لا يمكن حمايتها، التهجير القسري. |
Bu sınırlar itina ile işaretlenip savunulur. | Open Subtitles | الحدود التي تعلَم ويُدافَع عنها بصرامة |
Bir evreni diğerinden ayıran sınırlar boyunca. | Open Subtitles | على الحدود التي تفصل العوالم عن بعضها |
Hançer bu işe yarıyor. Bahsettiğin sınırlar bunlar mıydı? | Open Subtitles | -أهذه هي الحدود التي تحدّثت عنها؟ |
Odin merakına ne kadar sınır koydu? | Open Subtitles | ما الحدود التي وضعها (أودين) لفضوله؟ |
Sanırım ki, geçmememiz gereken çizginin, ötesine geçtik. | Open Subtitles | نحن الآن تخطينا الحدود التي وراء الحد الذي اعتقد باننا سوف نتخطاه |