Yeterli sayıda eskort gemisi yoktu. | Open Subtitles | ثـم لـم يعـد هنـاك العـدد الكافى من سفن الحراسه |
eskort gemilerinin komutanlarını biraraya toplayıp şu soruyu sordum: | Open Subtitles | لقد أجتمعت بعدد من قادة قوافل الحراسه : و وجهت إليهم سؤالاً |
Calvin'in söylediğine göre onu güneyde maksimum güvenlikli bir hapishaneye transfer etmek üzerelermiş. | Open Subtitles | كالفن يقول انهم بصدد نقله لسجن مشدد الحراسه |
Ama size gelmeden önce yüksek güvenlikli bir hapishaneye gitmiştik. | Open Subtitles | ولكننا اخذنا جوله حول قسم الحراسه المشدده قبل ان اتينا لزيارتكم |
Şimdi ben gideceğim ve birine bakacağım... ve sen de gizlenip koruma gibi izleyeceksin beni... | Open Subtitles | سأذهب للبحث عن شخص ما وأريدك أن تجلس كنوع من الحراسه حسنا؟ |
Orada, koruma görevindesin. Ve bu işi kitabına göre yapacaksın. | Open Subtitles | هنا, يوجد ناس ينافسونك على وظيفة الحراسه ويجب عليك فعلها بانتظام |
Hedef güvende, güvenliği ayarlayın üç kişi Güney'de geri kalanları Kuzey'de. | Open Subtitles | تم تأمين الهدف , ضعوا بعض الحراسه جندي بالشمال و ثلاثه بالشمال |
Ne var ki eskort gemilerinden bazılarının yakıtı tükenmek üzereydi ve ayrılmak zorundaydılar. | Open Subtitles | لكن بعض من سفن الحراسه كانت تواجه مشكلة نفاذ الوقود وتوجب عليهم مغادرة ساحة المعركه |
eskort gemileri suyun altında düşük hızlarda hareket eden dalış halindeki U-Botların hareketlerini ve manevralarını takip edebiliyordu. | Open Subtitles | أصبح بمقدور سفن الحراسه رصد ... الغواصـات الألمانيه تحت المـاء أثـنـاء منـاوراتـها حـتى... ولو تم ذلك بالسرعه البطيئه |
Gelişmiş eskort gemileri inşa edildi. | Open Subtitles | و أن يتم تطوير أسلحة سفن الحراسه |
Kısa radyo dalgalarını kullanan eskort gemileri, su üstünde bulunan U-Botların yerini tespit edebiliyor böylece U-Botlar tarafından görülmeden, onlar denizaltıları görüyordu. | Open Subtitles | ...بظهور رادار يعمل بالموجه القصيره أصبح بمقدور سفن الحراسه رصد الغواصات الألمانيه على سطح الماء و غالباً مـا كان يتم رصد الغواصه قبـل أن ينتبه لـذلك أفـراد طاقـمها |
eskort verilecek. | Open Subtitles | ستحصل على الحراسه. |
Beni umursayan tek insanı yüksek güvenlikli hapishaneye götürdüler. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي اهتم بي اخذوها بعيداً إلى الحراسه المشدده |
Emily üst derece güvenlikli hapishaneye girebilmek için mi itiraf etti? | Open Subtitles | إذاً .. إيميلي أقرت بالذنب حتى تتمكن من أن تنتقل لسجن الحراسه المشدده؟ |
Süper güvenlikli hapishane, müebbet, hücrede tek başına. | Open Subtitles | سجن شديد الحراسه,عقوبة مدى الحياه الحبس الانفرادي |
Bugün yüksek güvenlikli hapishanede firar olayı yaşandı. | Open Subtitles | هرب اليوم سجناء من سجن مشدد الحراسه |
Bugün yüksek güvenlikli hapishanede firar olayı yaşandı. | Open Subtitles | هرب اليوم سجناء من سجن مشدد الحراسه |
- Salazar'ın ailesine koruma sağlayan firmadaydık. | Open Subtitles | اخبار ؟ لقد كنا في شركة الحراسه التي تقوم بحماية اسره سالازار |
Bayan Lockhart'ın koruma amaçlı gözaltını alınmasını ve kayıkhaneye sorgulama için getirilmesini istiyorum. | Open Subtitles | أرغب منكم أيها الساده أن تقوموا بتأمين الآنسه لوكهارت و وضعها تحت الحراسه و أحضروها الى هنا للتحدث معها |
Bu yaratığınız, koruma altında tutulmalı. | Open Subtitles | مخلوقك هذا يجب أن يظل تحت الحراسه |
Hedef güvende, güvenliği ayarlayın üç kişi Güney'de geri kalanları Kuzey'de. | Open Subtitles | تم تأمين الهدف , ضعوا بعض الحراسه جندي بالشمال و ثلاثه بالشمال |
"Selam Gerver, bir sürü kirli çamaşırı kendi donuna sokup güvenliği atlatmaya ne dersin?" | Open Subtitles | أهلاً يا "جيربر" كيف تشعر تجاه تخطي الحراسه مع مجموعه من السراويل الداخليه القذره مدفوعه بداخل سروالك؟ |