Vatan ile savaş arasındaki kritik bağlantı 1918'de belirleyici oldu. | Open Subtitles | الإرتباط الحرج بين القتال والجبهة الداخلية أصبح حاسماً في 1918 |
Aşırı kritik tutuşma, cihazı çalıştırdıktan 24 saat sonra meydana gelecek. | Open Subtitles | الاشعال الكبير الحرج سيحدث بـ 24 ساعة بعد ان نبدأ التشغيل |
Sende aradığım bu, Ted. Doğru ve kritik düşünme yeteneği. | Open Subtitles | هذا ما أبحث عنه يا تيد مهارات التفكير الحرج الجيدة |
Yaptığım şeylerin utanç verici olduğunu söylemeye hiç mi hiç hakkın yok. | Open Subtitles | انه ليس مسموح لك على الاطلاق ان تقول انني اسبب الحرج |
Bir teknolojinin gelişimindeki ilk aşama kritik fiyatın altına düşmesidir. | TED | المرحلة الأولى في تقدم التكنولوجيا هي أنها ستسقط تحت السعر الحرج. |
Bir kritik fiyatın altına düştükten sonra, eğer başarılı ise bir kritik kitle değerinin üzerine doğru yükselme eğilimi gösterecektir; yayılma. | TED | وبعد إنخفاضها تحت السعر الحرج، لابد أن تؤول، إذا كانت ناجحة، للصعود إلى أعلى الإنتاج الحرج ، أي إختراق. |
İşte burada kritik fiyata ulaşmakta olan bir başka teknoloji var. | TED | هذه تكنولوجيا أخرى تقترب من السعر الحرج. |
Bu teknolojiler artık kritik kitleleri vuran teknolojiler. | TED | هذه تكنلوجيات الآن تصل الى الإنتاج الحرج. |
...size bu kritik zamanda moral desteği vermek durumunda hissettim kendimi. | Open Subtitles | وأجد من الأهمية ان اعطيك دعم اخلاقى "فى هذا الوقت الحرج |
Avrupada bugun çok kritik bir durumdur. | Open Subtitles | هو ما تسبب في الوضع الحرج الذي تعانيه أوروبا اليوم |
Ve bu, Washington'ın düşündüğü askeri müdahale için çok kritik. | Open Subtitles | وذلك الحرج الذى تتعرض اليه القوات في واشنطن |
Naquadria reaktörü kritik seviyeye ulaşmadan önce bir kaç dakikamız var. | Open Subtitles | لدينا بضع دقائق قبل أن يصل المحرك إلى الوضع الحرج |
Sıfırsız bölgenin kritik şerite genişlemesini destekleyen hiçbir şey göremiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أرى أي شيء من شأنه أن يدعم توسع المنطقة اللاصفرية في الشريط الحرج |
Hem en kritik an, dans aralarıdır. | Open Subtitles | إضافة إلى ذلك، الوقت الحرج هو بين الرقصات |
Bu kritik anda çok ihtiyaç duyduğumuz liderlik vasıflarını bizlerle paylaşmak üzere tatilini yarıda bıraktı ve geldi. | Open Subtitles | وافقت على أن توقف إجازتها وتأتي مبكراً لتزوّدنا بقيادة ماسة جداً خلال هذا الوقت الحرج |
Patlamamdan dolayı duyduğum utanç sizce de yeterli bir ceza değil mi? | Open Subtitles | ألا تعتقدين الحرج من إنفجاري هو عقاب كافي؟ |
Kaybedeceksiniz ve bazı utanç verici kuruluşlararası karışıklığa maruz kalacaksınız. | Open Subtitles | سوف تخسر وتكشف عن تداخل مثير الحرج في التحقيقات بين الأجهزة الأمنية |
Miggs'Ie ilgili utanç verici gerçeği açıklayarak güven kurdun. | Open Subtitles | قمت بكسب ثقتى بعد السؤال الحرج عن ميجز |
Bu hafta için yeterince utandım. | Open Subtitles | لقد كان يكفي الحرج لمدة أسبوع واحد. |
Oradaydım tam karşımda duruyordu ve Carrie Bradshaw, utançtan ölmek üzereydi. | Open Subtitles | كنت هناك... ... معلقة بجوار مارثا ستيوارت المعيشة... ... كاري برادشو، الموت من الحرج. |
Herşey açıktır ve herşey açık olduğu için, utanılacak birşey olmaz. | Open Subtitles | كل شئ هنا علني، ولأنه علني، لـاـ يوجد ما قد يسبب لك الحرج. |
Fahişesin, bizi utandırıyorsun senden nefret ediyoruz diye bağırıyorlardı. | Open Subtitles | و هم يصيحون أيتها الساقطة و أنهم في غاية الحرج وأنهم يكرهوني و كل ذلك |