| Kırsala gidip böcek ve kurbağa seslerinin içinde uyumayı çok severdim. | Open Subtitles | ودائماً احببت النوم في البلدة مع ازيز الحشرات و الضفادع و |
| Kalıntılar böcek ve hayvan aktivitesinden dolayı önemli derecede bozuşmuş-- çoğunlukla köpek ve kemirgenler. | Open Subtitles | لقد أُفسدت البقايا بشكل كبير بفعل الحشرات و النشاط الحيواني |
| Birçok böcek ve kuş, bizim tamamen körü olduğumuz morötesi ve kızılötesi gibi ışık dalga boylarını görebilir. | Open Subtitles | الكثير من الحشرات و الطيور تستطيع رؤية أطوال موجية للضوء لا نراها نحن أبداً مثل الأشعة فوق البنفسجية و تحت الحمراء |
| - Burası çöl. böcekler ve maddeler bundan daha fazlasını vermeyecektir. | Open Subtitles | إنه الصحراء الحشرات و الجزيئات لن تقوم بتضيقه أكثر من هذا |
| Sonra garip böcekler ve yaratıklar yaptım. | TED | ثم صنعت تصنيفًا لبعض الحشرات و المخلوقات الغريبة |
| Aşırı nem, böcekler ve yağış bozulmayı hızlandırmış. | Open Subtitles | الرطوبة الشديدة الممزوجة مع الحشرات و الاندفاع سرَعوا من معدل التعفن |
| Motorun ıvır zıvırları içine çekerken kuşları, böcekleri ve benim esprilerimin bazılarını da çekiyor. | Open Subtitles | هذه الأشياء علقت في محركاتك كالطيور و الحشرات و أيضًا بعض نكاتي |
| Çok fazla böcek ve yaratıktan dolayı olay yeri testleri pek sonuç vermedi. | Open Subtitles | كِلا مسرحي الجريمة لم يظهر نتائج مفيدة بسبب الحشرات و المخلوقات الكثيرة |
| - O böcek ve çok az meyve yiyor. | Open Subtitles | يأكل الحشرات و قليل من الفاكهة. |
| Bir sürü böcek ve balçık var. | Open Subtitles | الحشرات و الطين |
| Örümcekler, solucanlar, salyangozlar, sümüklüböcekler, böcekler ve sinekkapan gibi birtakım bitkiler. | Open Subtitles | مثل العناكب و ديدان الارض و الحلزون و الضربان و الحشرات و بعض النباتات كآكلة الذباب |
| Bilmem, benim işim böcekler ve silt, ama "dönme"-"çevirme"-"kesme" kelimelerini kullandı. | Open Subtitles | انا أقوم بامور الحشرات و الطمي و لكنها قالت هذه الكلمات"فتل" و "إلتواء |
| Bütün o kum, böcekler ve hoş görülü kaburgası sayılanlar? | Open Subtitles | هل أنت متأكدة من أنها فكرة جيدة ؟ مع وجود الرمال , الحشرات و "التشويه الرقيق" ؟ |
| Hayvanlar üzerinde çok garip bir etkisi vardı... ..özellikle, böcekler ve onların kuzenleri üzerinde. | Open Subtitles | كانت تملك تأثير غريب جدًّا على الحيوانات... . وعلى وجه الخصوص، الحشرات و أبناء عمومتهم. |
| Etrafı toprakla çevrili. böcekler ve soğukla. | Open Subtitles | إنها محاطة بالتراب و الحشرات و البرودة |
| Gizemli ve karmaşık suçları çözmeye yardım etmek için böcekleri ve partikülleri incelerim. | Open Subtitles | بشأن تحليل الحشرات و الجسيمات للمساعده في حل الغموض والجرائم المعقده. |