Şehirlerimizin ve şehir hayatının geleceği için arılara ihtiyacımız var. | TED | نحن نحتاج النحل لمستقبل مدننا وحياتنا الحضرية. |
Arılar şehir merkezlerine gelen trenlerle yanlarında polenleri de getiriyorlar ve şehirler onlar için büyük bir süpermarket. | TED | مع قدوم القطارات إلى الحلقات الحضرية ، يمكنها حمل حبوب اللقاح معها ، الحبوب الخفيفة جداً وأنه يوجد سوق كبير في المدينة |
Bu, aynı zamanda ruhu yaratmak ve beslemekle ilgili birşey. Ve, özellikle kentsel Amerika'da ruhu beslemenin nasıl olacağını hayal edin. | TED | كما أنه التفكير حول الروح الخلاقة ورعايتها . و تصور و لا سيما في المناطق الحضرية في أمريكا عن تنمية الروح. |
kentsel sorunları, çoğumuzun her zaman yaptığı gibi kırsalı şehre sürükleyerek çözmeyeceğiz. | TED | ونحن لن نحل المشاكل الحضرية بجر البلاد الى الريف، وهو ما الكثير منا يحاولون القيام به في كل وقت. |
Meydan, kent yaşamının temelidir. | TED | والميدان هو بداية الحياة المدنية الحضرية. |
Belki de henüz aklımıza gelmeyen bir çok şey var fakat bir fikir var ki o da şehir adaları. | TED | احتمال وجود أشياء أخرى لم نفكر بها بعد ولكن تلك فكرة واحدة لاعتناقها وهي الجزر الحضرية |
şehir ortamı insanları tarla ortamından daha üretken yapıyor. | TED | البيئات الحضرية تجعل الناس أكثر إنتاجية من في المزرعة. |
Erken savaş sanrası yıllarda şehir popülasyonu %25'ten %75' kadar çıktı. | TED | ذهبنا من خمسة وعشرين في المائة في المناطق الحضرية إلى خمسة وسبعين في المائة في السنوات الأولى بعد الحرب. |
Bizim bu şehir alanlarını tasarlayışımız şeklimiz de insan türü olarak ne kadar gelişeceğimizi etkileyebilir. | TED | وكيفيَّة تصميمنا لهذه المساحات الحضرية يمكن ان يقرر سواء كنا في حالة ازدهار كجنس بشري أم لا |
Ve onun hikayesi dünya çapında, şehir merkezlerinde kendisini tekrarlıyor. | TED | و تتكرّر قصّته في المراكز الحضرية بمختلف أنحاء العالم. |
Planlama zaman alır. Ama ben şehir akupunkturunu öneriyorum. | TED | التخطيط يستغرق وقتا. وأقترح الوخز بالإبر في المناطق الحضرية. |
Çoğu madde bağımlılığı ve fuhuşa başvuracak ve bu kaçınılmaz olarak kentsel çevredeki mal değerlerini düşürecek. | TED | الكثير سيتجه للمخدرات او الدعاره، التي من شأنها حتما خفض قيمة العقارات في الأحياء الحضرية. |
kentsel tarım da diyebileceğimiz yeşil çatıların fotoğraflarını görüyorsunuz. | TED | وإليكم بعض الصور عما يسمى الأسطح الخضراء ، أو زراعة المناطق الحضرية |
Sizi kentsel adanın ne olduğu konusunda düşünmeye teşvik etmek istiyorum. | TED | لذلك فلدي شيء واحد أود تشجيعكم على التفكير فيه هو فكرة ماهية الجزيرة الحضرية |
İnsanları hangi kentsel manzaraların neşelendirdiğini görme imkanımız oldu. | TED | وقادرين أيضًا على معرفة أي من المشاهد الحضرية التي تجعل الناس سعداء. |
Bu büyümenin çoğu dünyanın en fakir ülkelerindeki kentsel alandarda gerçekleşecek. | TED | معظم هذا التضخم سيحدث في المناطق الحضرية من البلدان الأكثر فقرا في العالم. |
Bunun yerine, Amira komşu ülkelerde Amman veya Beyrut gibi kentsel bir bölgeye gidebilir. | TED | وبدلا من ذلك، بإمكان أميرة الذهاب إلى المناطق الحضرية الى مدن مجاور، مثل عمان أو بيروت. |
kent absürdlüğü -- New Yorker'ın gerçekten yaptığı şey. | TED | العبثية الحضرية,هذا ماتدعو اليه النويركر |
Bu cinayetleri de batıl hikayelere dayandırır. | Open Subtitles | تكون مبنية على الأساطير الحضرية |
Bakanlar Kurulu'ndaki önceki mevkiniz, yani İmar ve İskân Bakanlığı doğrudan Oval Ofis'e geçmek için pek de uygun bir basamak sayılmaz. | Open Subtitles | كوزير الإسكان والتنمية الحضرية ليست كفاية لأن تنتقل منها مباشرة إلى المكتب البيضاوي. هذا صحيح |
Avrupa'yı vuran gizemli virüsün ilk vakaları Florida'ya ulaşmışken Çevre ve Şehircilik bakanı Jeffrey Michener ABD acil durum heyetinin başkanı olarak bu sabah Tallahassee'ye gitti. | Open Subtitles | مع فلوريدا الإبلاغ عن الحالات الأولى من فيروس غامض التي تجتاح أوروبا، زير الإسكان والتنمية الحضرية جيفري ميشنر |
Sarah Jane Smith, Metropolitan Dergisi'nde eskiden bağımsız araştırmacı bir gazeteciydi. | Open Subtitles | سارا جاين سميث) كانت محققة صحفية في المجلة الحضرية) |
En çok şehirlerdeki vatandaşlar ve büyük şehirlerde kalanlar etkilendi. | Open Subtitles | "بينما المواطنون في المدن الداخلية والمناطق الحضرية لايزالون الأكثر تضرراً،" |
Bayan Geraldine Washington, buradaki NAACP'nin başkanı Bay John Mack, yerel derneğin başkanı Bay Danny Bakewell, Kardeşlik Savaşı derneğinden ve Vaftiz Bakanlar Konfederasyonundan, sayın Frank Higgins. | Open Subtitles | (الآنسة (جيرلدين واشنطن، رئيسة الجمعية الوطنية لأصحاب الألوان المحليّة. والسيد (جون ماك) رئيس الرابطة الحضرية. |