balo kralı ile kraliçesinin tacını 21.35'te takacağız. Benden söylemesi. | Open Subtitles | نتوج ملك وملكة الحفل الراقص في 9.35 , فقط للتذكير |
Ve balo kraliçesi sen olacaksın, orada çok güzel görüneceksin. | Open Subtitles | وسوف تكونين ملكة الحفل الراقص, هناك في الأعلى تبدين جميلة |
Her şeye rağmen baloya gelebilirsin. | Open Subtitles | وعلى الرغم من كل شيء يمكنك المجئ إلى الحفل الراقص |
Benimle baloya gel. - Bu teklif mi yoksa emir mi? | Open Subtitles | اذهبى معى الى الحفل الراقص - هل هذا طلب ام امر؟ |
O dansa gitmek bana cesaret ve futbol takımına katılacak özgüveni vermiştir. | Open Subtitles | الذهاب إلى الحفل الراقص أعطاني الشجاعة والثقة للإنظمام إلى فريق كرة القدم. |
Sizi bir dans sırasında verandada yan yana otururken bile gördüm. | Open Subtitles | حبيبة أخرى. لقد رأيتكم تجلسون لوحدكم بالشرفة فى الحفل الراقص. |
diye sordum. "Her kızın Dansı tecrübe etmesini istiyoruz, değil mi?" | TED | نريد أن تحضر كل الفتيات الحفل الراقص ، صحيح ؟ " |
Yani sadece arkadaşız, arkadaş olarak gidiyoruz ama balo cumartesi günü. | Open Subtitles | أعني, نحن فقط أصدقاء, سنذهب بصفتنا أصدقاء, لكن الحفل الراقص السبت |
Seninle birşey konuşmak istiyorum Bildiğin gibi balo ... | Open Subtitles | أود أن أناقش أمر الغد معك حيث أنه ميعاد الحفل الراقص |
balo gecesinde pompa için yalvaran adam konuşuyor. | Open Subtitles | انظر من يتحدث استاذ الاستجداء للفتيات ليلة الحفل الراقص |
Bence bir balo, arkadaş edinmek için mantıklı bir yol değil. | Open Subtitles | أظن أن الحفل الراقص طريقة غير عقلانية للتعارف |
Kız kardeşimi baloya davet edeceksin ama ikinci tercihin o! | Open Subtitles | أنتَ تطلب من أختي أن تكون معك في الحفل الراقص وهي اختيارك الثاني |
Seni baloya davet etmemi istiyormuşsun ve elbise almışsın. | Open Subtitles | حتى أنه قال أنك ترغبين في مرافقتي إلى الحفل الراقص وأنك اشتريت فستاناً |
Kesinlikle çok daha mantıklı, ama baloya hiç benzemiyor. | Open Subtitles | بالطبع طريقة أكثر عقلانية لكن ليس في جمال الحفل الراقص |
Maris'in davetiyemi yollamayı ihmal ettiğini varsayarak evsizler için düzenledikleri dansa gittim. | Open Subtitles | لقد ذهبت لتو إلى الحفل الراقص من أجل المشريدن مفترضاً ببساطه أن ماريس أهملت إرسال دعوة لي |
Neyse Meg'i dansa gitmeye ikna ettim, şimdide onu dansa bırakacağım. | Open Subtitles | لقد اقنعت ميج بالذهاب الى الحفل الراقص, سأذهب لاوصلها. |
Yarın Caitlin'i dansa kaldıracaksın, değil mi? | Open Subtitles | هل ستسأل كاتلين ان تصحبها الى الحفل الراقص ,غدا؟ |
dans, yeni bir elbise alıp limuzinde parti yapmak için bir bahane. | Open Subtitles | إن الحفل الراقص ما هو إلا عذر واه لشراء فستان جديد وحفلة بسيارات فاخرة. |
Seni kelimelerin ifade edemeyeceği kadar çok seviyorum. Balodaki ilk Dansı senden talep ediyorum. | Open Subtitles | يعجز الكلام عن وصف حبى لكِ أريد أن أحظى بالرقصة الأولى معك غداً فى الحفل الراقص |
Hadi bakalım. Ne var ne yok millet? Mezuniyet balosuna hoşgeldiniz! | Open Subtitles | هيا , ماخبار الجميع ومرحبا بكم في الحفل الراقص لكل الحفلات |
Biliyorum muhtemelen bunu söylemek zorunda değilim ...fakat dansta olanlar için gerçekten çok üzgünüm. | Open Subtitles | إذن.. أعلم أنه ربما لا يجب أن أقول هذا لكنني آسفه حقاً عن ما حدث في الحفل الراقص |
"Baloyu iptal etmezsen üçüncü de olacak." | Open Subtitles | حدث ذلك مرتين إلغي الحفل الراقص أو أن ذلك سيحدث ثلاث مرات |
Yeğenime bir Baloda eşlik ediyordum. Küçük bir sorun yaşadık. | Open Subtitles | كنت أرافق ابنة أختي إلى الحفل الراقص و واجهتنا مشكلة ما |
Yıllardır Balodan bahsediyor. | Open Subtitles | حسناً, هي تتحدث عن الحفل الراقص من سنوات |