Hayır gerçekler doğru kılar. | Open Subtitles | كلا، الحقائق هي من تجعلها واقية إنها غير قابلة للجدال |
Bu gerçekler ışığında, bu savaş canımın çektiği bir şey değil. | Open Subtitles | وهذا في جميع الحقائق, هي معركة ليست لدي رغبه فيها. |
gerçekler en güçlü yanımdır; onları asla yanlış anlamam. | Open Subtitles | الحقائق هي من إختصاصي، لا أخطئ فيهم إطلاقاً. |
Uzun yıllar önce, eski başkan Ronald Reagan'ın, gerçekler aptalca şeylerdir açıklaması yaptığı için çok eleştirildiğini hatırlayabilirsin. | TED | ولعلكم تتذكرون ، منذ سنوات عديدة أن الرئيس السابق رونالد ريغان أُنتقد جدًا لمقولته "أن الحقائق هي أشياء غبية". |
Gerçekte Boston Katliamı davalarında, John Adams'ın İngiliz askerlerini savunmasını - "gerçekler acıdır"'ı alıntılamaya çalıştı. | TED | كان يقصد أن يقتبس ِدفاع جون ادامز عن الجنود البريطانيين في محاكمة مذبحة بوسطن "أن الحقائق هي أشياء ثابتة". |
Aslında, söylediği şeyde tesadüfi bir bilgeliğin parçası olduğunu düşünüyorum, çünkü gerçekler acıdır, ama bazen aynı zamanda aptalcadır. | TED | ولكن أنا أعتقد أن هناك القليل من الحكمة الغير مقصودة في ما قاله، لأن الحقائق هي أشياء ثابته. ولكن في بعض الأحيان قد تكون غبية، أيضاً |
gerçekler aptalca şeylerdir. | TED | الحقائق هي أشياء غبية |
Burada gerçekler dikkate alınmalıdır. | Open Subtitles | وهنا، الحقائق هي الأكثر أهمية |
Sadece dediğim şu ki; "gerçekler gerçektir" | Open Subtitles | انما اقول ان الحقائق هي حقائق |