Çok büyük nefret duyguları ile ölmüş olmalı. | Open Subtitles | هو لا بدَّ وأنْ ماتَ بالمشاعرِ القويةِ جداً مِنْ الحقدِ |
Marshall takımında yarışacak bir uzaylıdan nefret eden çok fazla Collier'li var. | Open Subtitles | هناك الكثير مِنْ الحقدِ مِنْ كولير حول فضائى يَسْبحُ فى الرئيسى، |
Camille dedi ki: "Günahkarı sevmek ama günahtan nefret etmek önemlidir öyle ki, tutkuyu hissetmeye izin verirsiniz fakat bu tutku üzerine harekete geçmezsiniz." | Open Subtitles | "أحببْ الآثمَ لكن ذنبَ الحقدِ ". هو مَسْمُوح ل لشُعُور أمنية لكن أَنْ لا يَستسلمَ إليه. |
Sizden nefret edenler hariç. | Open Subtitles | ماعدا الواحدِ ذلك الحقدِ أنت. |
Epey nefret doluymuş. | Open Subtitles | هناك الكثير مِنْ الحقدِ هنا. |