Sis perdesini aralarken, bizleri gün ışığına çıkarmayacak bir gerçek. | Open Subtitles | الحقيقة التي تذوب فى الأسرار و تحفظ صورتنا سليمة |
Bu benim çocukken keşfettiğim bir gerçek. | Open Subtitles | هذه الحقيقة التي اكتشفتها عندما كنت طفلاً |
Ama Gerçek şu ki, oraya gerçekten inmemi istemiyorsun. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة التي تكنها هي أنك لا تريدني أن أذهب إلي هناك |
Gerçek şu ki bunun bir yalan olmasıyla uzaktan yakından ilgim yok. | Open Subtitles | الحقيقة التي تقول ان لدي ! اي شيء بما حدث فهي كذب |
Çünkü insan anlayışını sineklerinkiyle kıyaslıyor ve etrafımızda olan gerçeği göremeyeceğimizi söylüyor. | Open Subtitles | بسبب انه قارن الوعي البشري بالذباب وقال اننا لا يمكن ان نرى الحقيقة التي حولنا |
Kısa bir süre içinde inkâr edilemez olan gerçeği kendi yolumla ortaya çıkaracağım. | Open Subtitles | في لحظة... سأكشف الحقيقة التي لا يمكن دحضها... ... |
Shaw'la ilgili aradığım gerçekleri biliyor musun? | Open Subtitles | أنت لديك الحقيقة التي أبحث عنها بخصوص تشو؟ |
Bu benim çocukken keşfettiğim bir gerçek. | Open Subtitles | هذه الحقيقة التي اكتشفتها عندما كنت طفلاً |
Bildiği, ama unutmayı tercih ettiği bir gerçek. | Open Subtitles | الحقيقة التي كانت تعرفها، لكنّها اختارت أن تنساها |
Kapımızdan içeri girdiği andan beri bildiğiniz bir gerçek. | Open Subtitles | الحقيقة التي كنتَ تعرفُها منذ اللحظة التي خطا فيها داخل بابنا |
Bizim görebildiğimiz gerçeğin ötesinde bir gerçek. | Open Subtitles | حقيقة وراء الحقيقة التي يمكننا رؤيتها |
- Sakladığın bir gerçek. | Open Subtitles | هذه الحقيقة التي تخفيها. |
Gerçek şu ki; orada bizi öldürmeye çalışan adamlar vardı ve bizim de onları gidip almak için cesaretimiz. | Open Subtitles | لأن الحقيقة التي أراها هي أن أولئك الناس بالخارج يحاولون قتلنا ولدينا الجرأة للذهاب والقضاء عليهم! |
Gerçeği kabul kadar o benden önce oldu. Gerçek şu ki? | Open Subtitles | حتى تقبلت الحقيقة التي كانت قبلي |
Yalan söyledim, sır sakladım. Gerçek şu ki... | Open Subtitles | كذبت وأخفيت الأسرار، الحقيقة التي إن أخبرتك بها... |
Ertesi sabah, Bree, ihtiyacı olan gerçeği öğrenmek için bir plan yaptı. | Open Subtitles | (في الصباح التالي جاءت (بري بخطة للحصول على الحقيقة التي تريدها بشكل مستميت |
İnsanlara hak ettikleri gerçekleri vereceğiz. | Open Subtitles | نُعطي هؤلاء الناس الحقيقة التي يستحقّونها. |
Büyüyünce farkına vardımki bilim-kurgu süper güçler iyi bir kaynak değil. Onun yerine daha faydalı gerçekleri bulmak için gerçek bilime yolculuğa çıkmaya karar verdim. | TED | وعندما كبرت .. ادركت ان الخيال العلمي .. ليس هو مصدر الطاقات الجبارة وقررت ان احول رحلاتي الخيالية .. الى رحلات علمية لكي اجد الكثير من الحقيقة التي كنت ابحث عنها |