Bu palyaçoyu kürsüye çıkarır bir dakika içinde gerçeği söyletirim. | Open Subtitles | سأضع هذا المهرج على المنصة و سيخبرني الحقيقة في دقيقة |
dedi. Ve 17. doğum günümde Janis Ian'ın dediği gibi gerçeği 17 yaşımda öğrendim. | TED | في عيد ميلادي السابع عشر، كما كانت جانس إيان ستقول بطريقة رائعة، عرفت الحقيقة في عمر السبعة عشر : |
Nesnelerin görünen kısımlarının ardındaki gerçeği bul. | TED | اعثر على الحقيقة في باطن الأمور وليس ظاهرها. |
Tanrım, herhangi birşey hakkında doğruları anlatamazsın, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تستطيعين قول الحقيقة في أي شيء هل تستطيعين ذلك ؟ |
Ama her sabah işe giderken bir buçuk saati arabada geçirdikten sonra gerçekler çok daha farklı görünüyor. | TED | ولكن عندما أكون جالساً في مركبتي وبعد ساعة ونصف من التنقل كل يوم، تتجسد هذه الحقيقة في شكل مختلف تماماً. |
Ancak bunun sandığından çok daha fazla gerçeklik payı var. | Open Subtitles | ربما من المحتمل هنالك الحقيقة في كلامك أكثر مما تعتقد |
Ve Michael'de oluşturduğum saplantılarda büyük bir doğruluk payı var. | Open Subtitles | هناك شئ من الحقيقة في الأوهام التي تسبب لة فيها |
- Ama, olay gecesi gerçeği söyledim ve soruşturma sırasında da gerçeği söyledim | Open Subtitles | لكنني قلت الحقيقة لما حدث وقلت الحقيقة في الاستجواب |
Birisine gerçeği hiç anlattın mı? | Open Subtitles | هل كنت صادقاً وأخبرت أحدهم الحقيقة في يوم من الأيام؟ |
Efendim, Dallas'ta gerçeği söyleyemem, anlıyor musunuz? | Open Subtitles | السيد رئيس المحكمة العليا , هل فهمت أننى لا أستطيع أن أقول الحقيقة في دالاس ؟ |
Aktörler gerçeği anında öğrenmek isterler. | Open Subtitles | الممثلون يحاولون العثور على الحقيقة في هذه اللحظة |
Biraz daha yaklaşırsınız, umut ederek, dua okuyarak gerçeği bilmesini istersiniz. | Open Subtitles | تميلُ مُقترباً قليلاً مُتمنياً، تدعو أنها تعرفُ الحقيقة في الواقع |
- Ama bu çok önemli bu ufak ayrıntı hakkındaki gerçeği saptırmaman. | Open Subtitles | بأنّك لا تَبتعدُ عن الحقيقة في هذا الجزءِ الصَغيرِ. |
İnsanların hayatındaki doğruları görmelerinin ne kadar kasvetli olursa olsun iyi birşey olduğu söylenir. | Open Subtitles | هناك جدل لنخوض به إرغام أحد على رؤية الحقيقة في حياته مهما كان كئيباً، إلا أنه جيد |
Lisede, Urban Word NYC isimli bir organizasyonda metaforla uğraşan ve doğruları söylemeyi kendine görev edinmiş şairlerden oluşan bir topluluk buldum. | TED | وجدتُ في المدرسةِ الثانويّة مجتمعاً من السّحرة المجازيين وشعراءَ الإفصاحِ عن الحقيقة في منظّمةٍ تدعى "Urban Word NYC" |
Çünkü gerçekleri kendi tarafıma aldım ve gerçekler daima kazanır. | Open Subtitles | لأن الحقيقة في جانبي، والحقيقة تنتصر دائمًا |
Bir dakika, bir dakika... gerçekler şimdi bu programda ortaya çıkacak. | Open Subtitles | انتظر، نحن سنعرف الحقيقة في هذا البرنامج |
Bu film, İnsan algısının ulaşabileceğinin çok ötesindeki gerçeklik hakkındadır. | Open Subtitles | إنها حول الحقيقة في أبعد حدود لها من الإدراك البشري |
Bunda biraz gerçeklik payı olabilir. | Open Subtitles | حسناً ، ربما يكون هناك بعض الحقيقة في هذا |
Bence, hepsinin içinde biraz doğruluk payı vardı. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك بعضاً من الحقيقة في كل ذلك |
Dediklerinde küçücük de olsa bir doğruluk payı varsa bu Tanrı'nın acımasız bir yaratık olduğunu gösterir. | Open Subtitles | حتى لو كان هناك ذرة ,من الحقيقة في كلماتك فهل يعني ذلك ان إلهكم هو وحش قاسي والذي اخذ حياة .الرضيع نكاية في الوالدين |