"الحقيقي في" - Traduction Arabe en Turc

    • gerçek
        
    • Asıl
        
    çünkü gerçek insan ilişkisi gerçekten de gerçek insan ilişkisi. TED لأن التواصل البشري الحقيقي في الواقع هو تواصل بشري حقيقي.
    Bir dergide okumuştum. Bazı kadınlar, erkeğin gerçek cinsel organının beyni olduğunu düşünürmüş. Open Subtitles لقد قرأت في المجلة بأن بعض النساء بأن العضو الجنسي الحقيقي في الدماغ
    Şimdi, ailesini kaybetmesinin gerçek bedeli, acı bir şekilde ortada. Open Subtitles والأن الثمن الحقيقي في خسارة كل عائلتها يبدوا ألمه واضحا
    Program, bu faili meçhul olayın Asıl katilini ortaya çıkaracak. Open Subtitles المناظرة سوف تُحدد من هو القاتل الحقيقي في الجرائم المروعة
    Çünkü bu odadaki Asıl fil, kilofobi. TED لأن الفيل الحقيقي في الغرفة اليوم هو رهاب السمنة
    Şimdi size tavsiye etmek istediğim şu: bu örnekteki umut, İslam dünyasında, gerçek bir dönüm noktasındayız. TED الآن ما أريد إقتراحه لكم هو أن سبب التفاؤل في هذه الحالة أننا على حافة التحوّل الحقيقي في العالم الإسلامي.
    Eski haliyle gerçek hokeye daha çok benziyordu. Neden değiştirdiler ki? Bilmiyorum. Open Subtitles كان مثل الهوكي الحقيقي في المجموعة القديمة لماذا غيروه ؟
    Sinyal! gerçek canavar yukarıda. Onu görmek istiyor. Open Subtitles إنها الإشارة الوحش الحقيقي في الأعلى يطلب رؤية إبداعه
    Yani Puppet Master'ın kendi gerçek vücudunu öldürüp, aynı anda da bir cyborgun içine girmesini mi sağladınız ? Open Subtitles جعلت سيد الدمى يغوص داخل الجسم الموصول ثم قتل جسمه الحقيقي في هذه الاثناء؟
    Tamam, tamam. Orada gerçek bir eğitim alacaksın. Open Subtitles حسناً، ستحصلين على التعليم الحقيقي في هذا المكان.
    gerçek para içki kaçakçılığında, senin şu çocukça vandallığında değil. Open Subtitles المال الحقيقي في التهريب، وليس في أعمال التخريب الطفولية.
    Ama kimse kampüsteki gerçek adam olmaya çalışmıyor. Open Subtitles ولكن لا أحد يريد أن يكون الرجل الحقيقي في الجامعة
    Buraya size gerçek bir sihirbazı, gerçek bir dahiyi getireceğiz...doğrusu... bize bildiğimiz her şeyi öğreteni. Open Subtitles سنقدم الان الرجل الأصلي, الساحر الحقيقي في الواقع, لقد علمنا كل شيء نعرفه
    Bazen dünyadaki tek gerçek şey nefretmiş gibi geliyor. Open Subtitles أحياناً .. يكون الكره الشيء الحقيقي في هذا العالم
    gerçek cevap diğer dosyaların birinde. Open Subtitles الجواب الحقيقي في داخلِ إحدى هذه الملفاتِ الأخرى.
    Bu gerçek değil. Ve gerçek dünya başka bir yerlerde duruyor. Open Subtitles هذا ليس حقيقي والعالم الحقيقي في مكان آخر
    Bugün toplumdaki Asıl hastalık başarısızlıkla yüzleşme isteksizliği. TED المرض الحقيقي في مجتمعاتنا اليوم هو عدم رغبتنا في مواجهة الفشل.
    Keşke kocam burada olsaydı. Ailedeki Asıl satıcı odur. Open Subtitles أَتمنّى لو أن زوجَي كان هنا هو البائع الحقيقي في العائلة
    Asıl Massey bagajda, değil mi? Open Subtitles إذن، ماسي الحقيقي في الصندوق، أليس كذلك؟
    Ama Asıl fark iskeletinin mekanik özelliğinde yatıyor. Open Subtitles لكن يكمن الفرق الحقيقي في ميكانيكية الهيكل العظمي.
    Asıl fark tayfın ne kadar kısa bir şekilde sonlandığıdır. Open Subtitles يكمن الفرق الحقيقي في قِصر دوام الأشباح.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus