Schillinger'ın duruşmasında, elimi İncil'in üstüne koydum ve Tanrı'ya yemin ettim, doğruyu söyleyeceğime ve sonra yalan söyledim. | Open Subtitles | وضعتُ يدي على الإنجيل و أقسمتُ للرَب بأني سأقول الحقيقَة و ثُمَ كذَبت |
doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğime yemin ederim. | Open Subtitles | أُقسمُ أن أَقولَ الحقيقَة كاملةً و لا شيء غيرَ الحقيقة. |
İşin aslı bunun gerçekleşeceğini düşünmüyordum. | Open Subtitles | الحقيقَة هي، أنا لا أظنُ حقاً أنهُ سيحصُل |
İşin Gerçeği işim haricinde bağlanmak konusunda berbatımdır. | Open Subtitles | الحقيقَة أنني سيءٌ من ناحية الالتزام ما عَدا في عَملي |
Doğruları bulmak istemiştin. | Open Subtitles | قُلت بأنك أردت الحقيقَة. |
Ross cinayetiyle ilgili gerçekleri söyleyemeyeceğimi biliyorum, ama bu yalanı daha fazla taşıyamıyorum. | Open Subtitles | أعرفُ أني لا يُمكنني قولُ الحقيقَة حولَ مَقتلِ روس و لكني لا يُمكنني تحمُّل الكَذِب أكثر من هذا أيضاً أُحاوِل. |
Sana bazı ciddi sorular soracağım, ve bana doğruyu söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | سأسألكِ أسئلَة خطيرَة و أُريدكِ أن تقولي الحقيقَة |
İnsanlar doğruyu bir şekilde öğreniyor. | Open Subtitles | لدى الناس هُنا طريقَة في معرفَة الحقيقَة |
doğruyu söylemek gerekirse adamım, hiç bir boku umursadığımı sanmıyorum. | Open Subtitles | لأقولَ لكَ الحقيقَة يا رجُل، لا أعتقدُ أني اكترَثتُ بأي شيء |
İşin aslı şu ki, | Open Subtitles | الحقيقَة إذاً هي: |
İşin aslı şu ki Oz'da uzun süre kalabilirsin. | Open Subtitles | و الحقيقَة أنهُ ربما ستبقى في سجن (أوز) لوقتٍ طويل جداً |
İşin aslı Omar, bunu kimse istemiyor. | Open Subtitles | و في الحقيقَة يا (عمر)، كذلكَ الآخرين لا يودونَ ذلك |
Yani annene kurabiye çalmakla ilgili Gerçeği anlattın? | Open Subtitles | إذاً، فقَد أخبَرتَ أُمكَ الحقيقَة حولَ سَرِقَة البسكويت؟ |
Gerçeği bul ya da bulma, açık olan bir şey var ki... | Open Subtitles | سَواء اكتَشَفتَ الحقيقَة أم لا، شيءٌ واحِد واضِح |
Neler olduğunu tam olarak bilmiyorum, ama tüm Gerçeği bildiğinden şüpheleniyorum. | Open Subtitles | لا أعرفُ ما جرى بالفِعل لكني أظُن، كالعادَة، أنكَ تعرفُ الحقيقَة كاملةً |
Doğruları bulmak istiyorum. | Open Subtitles | - لا أريد الحقيقَة. |
İrlanda bayrağını dilediğin kadar sallayabilirsin, ama bu gerçekleri değiştirmiyor. | Open Subtitles | ماشي؟ يُمكنكَ استغلال كوني إيرلاندياً كما تَشاء يا أخي، لكن تلكَ الحقيقَة لَن تَتغيَّر |
Aslında gerçekleri biliyoruz. | Open Subtitles | لكننا نعلمُ الحقيقَة في صميمنا. |