Sunağa git, yeşil mumların hepsini ve üç Kırmızı mum yak. | Open Subtitles | إذهبى إلى غرفة المعبد وأضئْ كُلّ الشموعِ الخضراءِ وثلاثة من الحمراءِ |
Bilirsin, küçük Kırmızı kitaplar uğursuzluk getirir. | Open Subtitles | تَعْرفُ بأنّ الكُتُبِ الحمراءِ الصَغيرةِ تجلبْ لك الحظَّ السيئَ؟ |
Bu Kırmızı kâseyi beğenmedim. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أنا لا أَحْبُّ هذه الطاسةِ الحمراءِ. |
Başka bir Little Red Kabin işareti daha. | Open Subtitles | إشارة الحجرةِ الحمراءِ الصَغيرةِ الأخرى. |
Başka bir Little Red Kabin daha. | Open Subtitles | هناك آخر أحد تلك الحجراتِ الحمراءِ الصَغيرةِ. |
Kızıl Çin'deki bir diğer nükleer kaza haberi henüz doğrulanmadı... | Open Subtitles | تقارير عن حادثِ نوويِ آخرِ في الصين الحمراءِ غير مؤكّدة لحد الآن. |
Kızıl Kedi'yle ilk büyük kavgasında sonra. | Open Subtitles | بعد المعركة العظيمة مع القطّةِ الحمراءِ. |
Bana, taktığım başlık yüzünden "Kırmızı" diyorlar. | Open Subtitles | يَدْعونَني أحمر بسبب هذه القلنسوةِ الحمراءِ أَلْبسُ. |
Demek Kırmızı başlıklı kız sensin. | Open Subtitles | لذا أنت البنت الصغيرةَ في القلنسوةِ الحمراءِ. |
Kırmızı başlık takan teslimatçı kız. | Open Subtitles | بنتالتسليمِالصَغيرةِ في القلنسوةِ الحمراءِ. |
Demek Kırmızı başlıklı kız sensin. | Open Subtitles | لذا أنت البنت الصغيرةَ في القلنسوةِ الحمراءِ. |
Kırmızı donumla o parayı katlayabiliriz. | Open Subtitles | بالملابس الداخلية الحمراءِ أنا ساجعله كبير |
Bence belediye buraya Kırmızı işaret koyacak. | Open Subtitles | وأعتقد المدينة سَيكونُ عِنْدَهُ إلى البطاقةِ الحمراءِ هي. |
Yoo. Sadece tanrının bizimle Red Sox (beyzbol takımı) aracılığıyla konuştuğuna inanan eski bir hıristiyandır. | Open Subtitles | هي فقط سابق كاثوليكي الذي يَعتقدُ الله يَتكلّمُ معنا خلال الجواربِ الحمراءِ. |
Red Rock'ın batısında terk edilmiş bir binada olacakmış. | Open Subtitles | هي بنايةُ متروكةُ فقط غرب الصخرةِ الحمراءِ. |
Red Balls'taki kürkler daha kalın. | Open Subtitles | الفراء كَانَ أسمك في الكراتِ الحمراءِ. |
- Bir bakıma Yankiler ve Red Sox'lar gibi. - Daha çok İsrailliler ve Filistinliler gibi. | Open Subtitles | مثل (اليانكيين) و(الجواربِ الحمراءِ) مثل الإسرائيليون والفلسطينيون |
Hayır, Kızıl Kedi'yle ilk kavgasını kazanamadı ama Kızıl Köpek normal bir köpek değildi. | Open Subtitles | لا هو لَمْ يَرْبحْ معركته الأولى بالقطّةِ الحمراءِ لكن الكلبَ الأحمرَ ما كَانَ طبيعي. |
Kızıl Şahinler için kendini açık hedef haline getiriyorsun. | Open Subtitles | أنتى تَجْعلىُ نفسك هدف للصقورِ الحمراءِ. |
Meşhur Kızıl Haplar vakası ortamı kaosa sürükledi. | Open Subtitles | الفوضى تَلتْ مِنْ قبل سيئو السمعةِ "حالة الحبوبِ الحمراءِ". |