Ve makinemin aslında, iri navlunlu yük ve... yakıt kaynaklarının boyutunu azaltabilmesini sağladım... | Open Subtitles | وأفترض أن جهازي يمكن أن يقلل بشكل أساسي حجم الحمولات الضخمة وتجهيزات الوقود |
Gemilerde taşınan yükler gibi limandan limana sürüklendim ama bir yük kadar bile değerim yoktu. | Open Subtitles | لقد طرقت الارصفه وكأني جزء من الحمولات باستثناء أنه عادة لا يهتم أحد بما يحدث للحمولات |
Balıkçılık ve yerel geziler için daha küçük versiyonlar ve on tonlarca yük taşıyabilen açık deniz yolculukları için daha büyük uyarlamalar vardı. | TED | كانت هناك نسخ مصغّرة للصّيد والرّحلات المحلية، بينما استخدمت الأطرزة الكبيرة لرحلات البحر المفتوح لقدرتها على نقل عشرات الأطنان من الحمولات. |
Bu kargonun hepsi Kont'a mı ait? | Open Subtitles | المعذرة، هل كل هذه الحمولات هي مُلك للكونت؟ |
1700'lerde bir kargonun ya da bilginin dünyayı dolaşması bir yılı aşkın bir süre alıyordu. | Open Subtitles | عام 1700، يمضي عام حتى تدور الحمولات والمعلومات حول الكوكب. |
Bütün tehlikeli yükleri taşıdım. | Open Subtitles | لقد نقلت جميع الحمولات الخطرة |
Frank, gümrükleri arayıp, şehirden ayrılan tüm uçakların yük listesini iste lütfen. | Open Subtitles | فرانك " إتصل بالجمارك " وقم بإستدعاء لكل رحلات الحمولات المغادرة من فضلك |
Tripp yük listelerini gönderdi. | Open Subtitles | تريب " أرسل إستدعاء الحمولات الجوية " |
Brophy: Yıldızlara gitmek için yük hafif olmalı. | Open Subtitles | و يجب أن تكون الحمولات صغيرة |