Tecrübelerime göre sevgi ve nefret arasında çok ince bir çizgi vardır. | Open Subtitles | ، من خلال خبرتي يوجد هُناك خيط رفيع للغاية بين الحُب والكره |
Tecrübelerime göre sevgi ve nefret arasında çok ince bir çizgi vardır. | Open Subtitles | ، من خلال خبرتي يوجد هُناك خيط رفيع للغاية بين الحُب والكره |
Aşkı vermek ve almak, bizi hem yüceltir hem de aşağılar mı? | Open Subtitles | أنَ إعطاء و تلقي الحُب يحُطُ من قدرنا و يرفعهُ بنفس الوقت؟ |
Aşkı bir spormuş gibi görüyorsun. | Open Subtitles | أتتعاملين مع الحُب كما تتعاميلن مع ألعاب الرياضة |
Aşkın mental bir hastalık olduğunu düşünüyorsun, bu yüzden savaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت تعتقد أن الحُب مرض عقلى ، لذا تقوم بمحاربته |
Oğlunuz size çok güzel bir Sevgililer günü kartı yaptı ve bununla da gurur duyuyor. | Open Subtitles | لقد صنع لكِ ابنك بطاقة لعيد الحُب. وهو فخور بها. قد تريدين أن تجعليها أمراً مهماً عندما يعود إلى المنزل. |
İnsanları kendisine sevgi, güç, bilgi sözleriyle çeker. | Open Subtitles | يجذب الناس إليه بحُجّة الحُب والقوة ، والمعرفة |
sevgi ve nefret arasında ufak bir çizgi vardır. | Open Subtitles | هُناكَ خيطٌ رفيع بينَ الحُب و الكَراهيَة |
Kuran sevgi kitabıdır, nefret değil. | Open Subtitles | القُرآن هوَ كِتابٌ عَن الحُب و ليسَ الكُره |
Eşcinselden kastınız, birbirine derinden sevgi duyan iki erkek mi veya adamların birbirini kıçından sikmesi mi? | Open Subtitles | حسناً، بالشُذوذيَة أتَعنينَ الحُب المُتَجَذِّر لرجُلٍ تِجاهَ آخَر أَم مُمارَسَة الأشخاص اللُواطَة؟ |
Ama en önemlisi, onlara sevgi ve güven göstereceksiniz. | Open Subtitles | و لكن الأهَّم من ذلك، هوَ إظهار الحُب و الثقة لهُم |
Yaptığı her şeyi Aşkı yüzünden yaptığını söylemişti. | Open Subtitles | تعلمين، لقد قالَ أنهُ فعلَ ذلك بدافِع الحُب |
Ve sanırım Aşkı için yaptığı bu fedakârlığa saygı duyuyorsunuzdur. | Open Subtitles | وأعتقد أنكم تحترمونه لأنه ضحّى بحياته من أجل الحُب |
Ayrılmak, Aşkı sonsuza dek korumanın bir yolu olabilir. | Open Subtitles | أن الفراق يمكن أن يكون وسيلة لـلحفـاظ على الحُب إلى الأبد |
Aşkın, sorunları çözeceğini... ve her şeyin çok güzel... olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | في ذلك الوقت اعتقدت أن الحُب يمكن أن يهزم أي شيء وأن الأشياء ستكون بخير |
Dokunuşların ve Aşkın eksikliği yüzünden ruhum taşlaşırdı. | Open Subtitles | روحي مُتَصلبة لِنَقْـصٍ مِنَ الملامَسَة و لِنَقْـصٍ مِنَ الحُب |
Sanırım bu Aşkın nasıl ifade edildiğine bağlı. | Open Subtitles | حسناً، أظنُ أن ذلكَ يَعتَمِد على كيفيَة تَمثيل ذلكَ الحُب |
Şimdi Sevgililer Günü hatrına kocana bir öpücük ver bakalım. | Open Subtitles | الآن أعطي زوجكِ قُبلة لأنَّ اليوم عيد الحُب |
İkimizde, annesinin ve babamın birbirlerine aşık olup evlenmelerini istiyoruz. | Open Subtitles | لدينا أبوان ونريدُهُم أن يقعوا في الحُب ويتزوّجا |
Ama bildiğimiz gibi seks Aşk demek değildir, ve kimi zamanlar vardır ki, Aşk kendi başına sizi hapsettirir. | Open Subtitles | لكن كما نعرفُ أيضاً، الجِنس ليسَ بالضرورَة حُباً و كانَ هناك أوقات كانَ فيها الحُب نفسُه سبباً في سجنِك |
Bu, hayatında Aşka en yaklaştığın an. | Open Subtitles | هذا أقصى ما ستقتربُ فيهِ مِن الحُب في حياتك |
Ben seksten bahsetmiyorum, aşktan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتكلمُ عن الجِنس أنا أتكلمُ عن الحُب |
# Kilisenin çanları çaldığı ve güçlü sevginin büyüdüğü yerde | Open Subtitles | أينما ترنُ أجراس الكنيسة ♪ ♪ و ينمو الحُب القوي |
Hüzün aşktır, nefret aşktır, acı aşktır. | Open Subtitles | إذن؟ الحزن هو الحُب، الكراهية هي الحُب، و الألم هو الحُب |
Ayrıca son zamanlarda çok baskı altındasın, karının ölümü, Âşık olman. | Open Subtitles | و كُنتَ تحتَ ضغطٍ كبير مؤخراً أيضاً موتُ زوجتِك، و وُقوعكَ في الحُب |