"الخارجيّ" - Traduction Arabe en Turc

    • dış
        
    • dışarıdaki
        
    dış duvarda tam bir daire şeklinde yanık izleri var. Open Subtitles توجدُ على الجدار الخارجيّ علاماتُ حريقٍ على شكل دائرةٍ كاملة
    Bu düşünceler, kapımızı dış dünyaya kilitlemediğimiz zaman yenilebilirler. TED يمكننا هزمها فقط في حال لم نقفل أبوابنا بوجه العالم الخارجيّ.
    Birkaç gün sonra tekrar açıldıklarında böcekten geriye sadece dış iskeletinin kuru kabuğu kalır. TED عندما تُفتح مرّة أخرى بعد بضعة أيام، يكون قد تبقّى الجلد الجاف لهيكلها الخارجيّ فقط.
    Bunun en iyi örneği binanın dış kabuğunun bir ağacın kabuğu gibi fonksiyon gösterdiğini hayal eden mimarlardır. TED ومثالٌ عظيم لذلك هو المهندسون المعماريّون الذين يتخيّلون غلاف البناء الخارجيّ ليعمل كلحاء الشجر.
    Geç kalmış olduğun ve dışarıdaki resmi farketmemiş olduğun gerçeğine istinaden. Open Subtitles معتمداً على حقيقة أنّكَ كنتَ متأخّراً وأنّكَ لم تلحظ اللوحات بالمكتب الخارجيّ
    Ama Elena, dışarıdaki dünyanın yatağına davet ettiğin kişi kadar tehlikeli olmadığını ne zaman fark edeceksin? Open Subtitles لكن يا (إيلينا)، هل ستدركي أنّ العالم الخارجيّ لا يضاهي خطورة... الشخص الذي تقومين بدعوته لغرفتنا الجامعيّة؟
    dış kapıya yaklaşması onu korkutmuş ve tansiyonu yükselmiş. Open Subtitles الاقتراب من العالم الخارجيّ أفزعه ورفع ضغطه
    Tarlalarda Dolaşan, bizi dış dünyadan koruyup kolladı en büyüğümüzün çocukluğundan beridir geçimimizi sağladı. Open Subtitles هو الذي يمشي وراء الصفوف يحمينا من العالم الخارجيّ ويعيننا منذ كان الكبار منّا صغاراً
    dış dünyaya karışmaya çalıştım ama buradakilerin beni anlayacağını düşündüm. Open Subtitles حاولتُ الإندماج مع العالم الخارجيّ لكنّي أعتقد أن الجميع هنا يفهمني
    1,5 km kadar güneyimizde dış duvarın orada. Open Subtitles على بعد ميل منّا جنوباً، عند السور الخارجيّ
    Özel bir araç hazırlandı. Dördünüz, güvenliğin dış halkası olacaksınız. Open Subtitles ثمّة طائرة خاصّة مُعدّة، أنتم الأربعة ستتكفّلون بالتأمين الخارجيّ.
    Delilik, yerli bölgesinin dış dünya kadar yozlaşmasına izin vermek olur. Open Subtitles الجنونُ هو السماحُ للتجمعاتِ السكنيّة لكي تضحي فاسدةً، شأنها شأن العالم الخارجيّ.
    ve her gün, Reggie ve ekibi alt sırtıma elektrotlar yerleştirirdi, dış iskeletiyle gezerken omuriliğime sinir sistemimi uyandırmak için elektrik sinyalleri gönderirdi. TED وفي كل يوم كان ريجي وفريقه يضعون المساري الكهربائيّة على جلدي أسفل ظهري، ويرسلون الكهرباء إلى نخاعي الشوكي ليحفّزوا جهازي العصبيّ، بينما أكون مرتدياً هيكلي الخارجيّ.
    AM: Yataktan çıkıp dış dünyayla karşılaşmayı istemediğim birçok günüm oldu. TED "آجا": كانت هنالك الكثيرُ من الأيّام التي لم أرغب فيها أن أتركَ فراشي وأن أواجهَ العالم الخارجيّ.
    Ancak bu ilk gemiler orijinal kütük teknesi kavramını korudu, güçleri iç çerçevelere ve kirişlere değil, ahşabın dış kabuğuna bağlıydı. TED لكن هذه السّفن الأخيرة بقيت محتفظة بمبدأ القارب الشجري الأصليّ: تستمد قوتها من الغلاف الخشبي الخارجيّ وليس الإطارات والدَّعامات الدَّاخلية.
    Ada kısa bir süreliğine dış dünya tarafından görünür hale geldi. Open Subtitles "جعل الجزيرة ظاهرة للعالم الخارجيّ لفترة وجيزة"
    dış dünyaya açılmış, çocuklarla oynuyor. Open Subtitles يمرح مع فتية آخرين في العالَم الخارجيّ
    Neden ki? Çünkü havalı olmayan dış görünüşüm arkasında sana değer veriyorum Aaron. Open Subtitles لأن برغم مظهري الخارجيّ الغير لطيف إليك، إلّا أنّي أحفل بك يا (أرون).

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus