kaçıran kişiyi tespit etti ve hiç övgü almamakta ısrar etti. | Open Subtitles | ساعدت في تحديد الخاطف وأصرت على عدم أخذ فضل كشفها له |
Eskiden bir komşu, onu kaçıran kişinin geçmişi hakkında bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | الجيران من جهة الخلفية للمنزل.. يبدو ان بعضهم شاهدوا الخاطف في الارجاء. |
Sizdeki mektubu yazan kişiyle çocuğu kaçıranın aynı kişi olduğunu nasıl bileceğiz? | Open Subtitles | وأنيّ لنا بمعرفة أنّ الخاطف هو نفسه من كتب الخطابات التي لديك؟ |
Alıkoyucu, amacının para gasp etmek olmadığını söylüyor... ama sizi bir çıkmaza doğru sürüklüyor ve fidye talep ediyor. | Open Subtitles | .. يقول الخاطف أنه لا يبتز من أجل المال و لكنه يجعلك في موقف حرج بمطالبته بفدية |
Bebeği kaçıranlar fidye için bir daha ararlar mı dersin patron? | Open Subtitles | هل تعتقد أن الخاطف سيتصل ليطلب فدية أخرى؟ |
Manohar aradığın suçlu değil, başka biri. | Open Subtitles | مانوهار ليس الخاطف الخاص بك، بل هو شخص آخر. |
İki kez bıçaklandıktan sonra bile... Fidyecinin boynunu kırmayı başarmış. | Open Subtitles | حتى بعد أن تم طعنه مرَتين فقد كان قادراً على كسر رقبة الخاطف |
Katil, adam kaçıran, uyuşturucu kaçakçısı biri olarak, seni daha zevkli sanırdım. | Open Subtitles | لقاتل و الخاطف وعداء المخدرات، و أظن أنك سوف يكون لها طعم أفضل قليلا. |
kaçıran kişinin üst kattaki bir pencereden eve girdiği sanılıyor. | Open Subtitles | واضح أن الخاطف دخل المنزل عبر نوافذ علوية بعد منتصف الليل بقليل |
Yani kızı kaçıran kişi kırmızı spor araba kullanıyor. | Open Subtitles | إذاً أعتقد أن الخاطف كان يقود سيارةً رياضية حمراء |
Katilinizi ve çocuk kaçıran adamınızı başka yerde aramalısınız. | Open Subtitles | عليك أن تبحث عن المجرم و الخاطف في مكان اخر |
kaçıranın ayak izlerine göre 60 kilodan fazla değil diyebilirim. | Open Subtitles | مع الاخذ في الاعتبار أن اثار اقدام الخاطف ستكون تقريبا علي بعد 60 كيلو |
kaçıranın, veri tabanında bulunan tüm görüntülerini inceledim. | Open Subtitles | قارنت جميع الصور مع الخاطف من خلال قاعدة بيانتنا |
Biri fidyeyi çaldı ve... çocuğu kaçıranın yeğeni öldü, o da Pita'yi öldürdü. | Open Subtitles | ...أحدهم خطف النقود، و ...قُتل ابن أخ الخاطف لذا فقد... |
Alıkoyucu sadece blöf yapıyordu, hepsi bu. | Open Subtitles | الخاطف كان فقط يراوغ .. هذا كل ما في المسألة |
Alıkoyucu haklıymış. Bir çantaya 15 milyon yen sığıyor. | Open Subtitles | الخاطف على حق حقيبة واحدة يمكنها حمل 15 مليون ين |
kaçıranlar beni tekrar aradı ve onlarla görüşmeyi kabul ettim. | Open Subtitles | لقد أتصل الخاطف مرة أخرى وقمت بالأتفاق على مقابلته |
Genelde kaçıranlar aile fertlerinden diye düşünülmez mi? | Open Subtitles | الا يعتقدون عادة أنَّ الخاطف يكون أحد أفراد العائله؟ |
Gerçek suçlu çocuğu oraya götürmüş ve fotoğrafını çekmiş olabilir. | Open Subtitles | الخاطف الحقيقي كان يمكن أن يأخذ الطفل هناك " .. وانقر على صورته. |
Kardeşim, uçağın kanatlarına Fidyecinin elinden kurtarılması için yalvaran bir not yazmıştı. | Open Subtitles | على جناحي الطائرة كتب أخى ملاحظة يطلب انقاذه من الخاطف |
Düşman gideceği yere ulaşır ulaşmaz seni ararım. | Open Subtitles | سأتصل بك بمجرد أن يصل الخاطف إلى وجهته |
Bakın şimdi, önce panikler ama sonra, birdenbire rehine, kendini kaçırana güven ve arkadaşlık duyguları beslemeye başlar . | Open Subtitles | بعد مرور بعض الوقت في رعب, بدأ الرهينة يكسب ثقة وصداقة الخاطف. |
Geçen yıl şoförlerden biri, yol korsanı olabilecek birini vurunca dikkatimizi çekti. | Open Subtitles | إلتقط عبر الردار العام الماضي عندما أطلق أحد سائقيه النار على ما إدعو بأنه الخاطف |
Bilim adamları da Yıldırım düşmesine, ...neyin sebep olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | العلماء سيخبرونك، تجيء الدفع لدفع، هم حقا لا يعرفون الذي يجعل العمل الخاطف مطلقا. |
Hiç kimse takas bitene kadar fidyeci tabloyu alana kadar harekete geçmesin. | Open Subtitles | لا يتحرك أحد حتى يتم التسليم ويحصل الخاطف على المظروف في يديه |
Polis suçlunun izini sürmek için özel bir birim oluşturdu. | Open Subtitles | حتى أن الشرطة وضعت قوّة خاصة تحت الطلب للقضية محاولة منها للوصول لمكان الخاطف |