Evet, Eşik altı departmanında geçen sene bazı kayıplar yaşadık. | Open Subtitles | أجل لقد حدثت بعد الخسائر في أحد الأقسام العام الماضي |
Tamamen değil. Sen ölümcül değilsin. Tek ihtiyacımız hasar raporu. | Open Subtitles | علي الإطلاق ، ليست خطيرة نحتاج فقط إلي تقليل الخسائر |
Tedarik zincirinde kayıp ve israfların nerede meydana geldiğine bakmalıyız. | TED | نحن بحاجة إلى بحث أين يحدث في سلسلة الإمداد كل هذه الخسائر والهدر. |
İşleri idare ediyorlardı, zarar da ediyorlardı. | TED | وكان هناك أعمال دائرة وكانوا يجنون الخسائر |
Diğer kısmı ise her iki cephede verilen kayıpların yerine konuldu. | Open Subtitles | وجزء أخر استخدم فى تعويض الخسائر المروعة التى منيت بها قوات جيشه فى الشرق والغرب |
Yalnızca New York'ta ölü sayısının ulaşacağı rakamı tahminlerinize bırakıyorum. | Open Subtitles | سأتركلكالأمرلكي تحدد فقط مدى الخسائر الخسارةالبشريةستكونفقط في مدينة نيويورك لوحدها |
- Yapabileceğimiz birşey yok mu? - zararı ödemek. Dur bakalım Jacques. | Open Subtitles | هل هناك اى شىء من الممكن ان نفعله تعويض عن الخسائر |
...bu durumda insan yaşamları kabul edilebilir kayıplar olarak görülecektir. | Open Subtitles | في أي حالة, أنت تعتبر الخسائر في الأرواح أمر مقبول؟ |
Bu kayıplar ön saflarda yer alanlar için oldukça trajik, ve arı yetiştiricileri de bunlardan birisidir. | TED | والآن ، وهذه الخسائر المأساوية على العديد من الجبهات ، واحدة من هذه الجبهات هي لمربي النحل. |
O gün çok büyük kayıplar vermiştik. Evet ! | Open Subtitles | لقد كان هناك العديد من الخسائر ذلك اليوم |
İngiliz havaalanlarına verilen hasar konusunda yanlış yönlendirmişti. | Open Subtitles | بخصوص الخسائر التى وقعت فى قواعد الطيران الـبـريـطـانـى فى الغارات الأولى |
Verilen hasar çok küçüktü. | Open Subtitles | الخسائر الفعليه المتوقعه للغاره كانت قليله |
- Konsol çalışmıyor. - Ayrıntılı hasar raporu istiyorum! | Open Subtitles | لوحة المفاتيح تعطلت إعطنى تقرير مفصل عن الخسائر |
Kendimi onların yerinde hayal ettim ve cesaretlerinden ve azimleri karşısında şaşırdım kaldım, böylesine bir kayıp durumunda hem de. | TED | لقد حاولت تخيل نفسي في أوضاعهم، وكنت أتواضع تماماً من شجاعتهم وتصميمهم في مواجهة مثل هذه الخسائر الفادحة. |
Çok ağır kayıp vardı, acil destek gerekiyordu. | Open Subtitles | الخسائر كانت مروعه والجميع كانوا بحاجة ماسه للتعزيزات |
Ama insanlara ve eşyalara zarar verebiliyorlar. | Open Subtitles | لكن لديها القدرة على إيقاع الخسائر بالأشخاص والمباني |
Komuta kayıpların listesini yapmayı denedi ama ellerinde yeterince bilgi yok. | Open Subtitles | الصحراء العراقية السلطة تحاول جمع المعلومات عن الخسائر لكنها خيالية |
Şimdi yüzde 7'ye çıktı, soğuktan ölenleri, ölü doğanları ve bahardaki kayıpları saymıyorum bile! | Open Subtitles | ناهيك عن ذكر الخسائر بسبب الشتاء والفقدان أثناء الولادة والغرق |
Verdiği zararı görseniz hayatta inanmazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تصدق أنه يسبب كل هذه الخسائر |
Bu da bu kadar büyük bir kaybı nasıl telafi ettiğimizi açıklıyor. | TED | وهذا هو السبب في أننا كنا قادرين على الخروج من الكثير من الخسائر. |
Japon generaller daha fazla zayiat vermemek için savaşı bitirmek istiyordu. | Open Subtitles | لكن جنرالات الجيش اليابانى أصبحوا يتطلعون الأن لسرعة أنهائها بأقل قدر ممكن من الخسائر |
hasar denetim ekibi. hasarı ölçün ve kumandaya bildirin. | Open Subtitles | فريق تقدير الخسائر ، أحصروا الخسائر و أبلغوا القيادة |
Amaç en az kayıpla Alman hatlarını geçmekti. | Open Subtitles | كان الهدف هو اقتحام الخطوط الألمانية بالحد الادنى من الخسائر في الارواح |
Resmi yetkililer bile kaybın bu denli büyük olacağını kestirememişlerdi.. | Open Subtitles | المسؤولونيبدوأنهممنذهلون لمدى الخسائر... |
Yeterli hasara yol açmıyor... yani eğlenceli değil. | Open Subtitles | إنه لا يستخدم شرارة، أليس كذلك؟ لأن الخسائر دائماً محدودة ولأنه لن يستمتع لو فعل ذلك |
Çoğu şeyde olduğu gibi, sınıra ilk gelen adamlar... en çok zayiatı verenler oluyor. | Open Subtitles | كما هو الحال مع معظم الأمور، أول مخالف يحمل أكبر قدر من الخسائر |
Japon komutanı hâlen, Amerikalıların, harpten ve kayıplardan usanacağını umuyordu. | Open Subtitles | مازال قادتهم يأملون أن الخسائر الفادحة قد تُرهق الأمريكان، فيتراجعون بالتالى عن استكمال الحرب |