Bu hatta çok fazla güç yüklediğimizi biliyordum. | Open Subtitles | عرفت بأنّنا سحبنا العصير الأكثر من اللازم على ذلك الخطّ |
Evet efendim. Bu dosyaları alıp onu arayacağım ve hat bağlandığında da size haber vereceğim. | Open Subtitles | نعم يا سيدي، آي سيحصل على تلك الملفات ويجعل تلك إتّصل وصفّر لك عندما آي عندك ه على الخطّ. |
Geri döndüğümüz zaman,Phoenix intihar hattı müdürü Henry Salzman'dan daha fazlasını dinleyeceksiniz, | Open Subtitles | عندما نعود، المزيد من هنري سالزمان مدير الخطّ الساخن للانتحار بفينيكس الكبرى |
Motorun devri o kadar fazlaydı ki çizgiyi geçerken şasi eğrilmişti. | Open Subtitles | عزم اللّي الكثير، لوى الهيكل إنفصال الخطّ. |
Koltuklarınız ayrıldı, ön sırada... ve Ruby Rhod'un yanında! | Open Subtitles | لديك مقعد محجوز في الخطّ الأمامي بجانب روبي رود |
Maçtaki fotoğrafçıyı hatırlıyor musun, hani şu çizginin orada duran kızı? | Open Subtitles | هل تذكّر المصورة في لعبة كرة السلة؟ الفتاة على الخطّ الأساس؟ |
Gönderdiğin avukat odanın ve hattın güvenli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | المحامي الذي أرسلتْه جماعتكَ قال أنّ الغرفة فُتّشتْ و أنّ الخطّ آمن |
Biliyorum fakat Bay Shadow hariç demiştiniz... ve Bay Shadow hatta. | Open Subtitles | أعرف أنك لا تريد الإزعاج ماعدا إذا كان السّيد شادو والسّيد شادو على الخطّ |
Biliyorum fakat Bay Shadow hariç demiştiniz... ve Bay Shadow hatta. | Open Subtitles | أعرف أنك لا تريد الإزعاج ماعدا إذا كان السّيد شادو والسّيد شادو على الخطّ |
"Bir hafta geri hatta dinlenmeniz için gerekeni ayarladım." | Open Subtitles | ' ضمنت للكتيبة إستراحة لمدة إسبوع من الخطّ. ' |
hat sanatı ve Kılıç aynı prensipleri paylaşırlar | Open Subtitles | فنّ الخطّ و المبارزة يتقاسمان نفس الأساسيّات |
İkinci hat, Çavuş. Acilmiş. | Open Subtitles | حضرة الرقيب، الخطّ الثاني، يقولون أنّه عاجل |
Ayrılmak için aradım. Telefonu açtığını duydum. Konuşmaya çalıştım, ama hat kesildi. | Open Subtitles | إتصلتُ به لقطع العلاقة وقد سمعته يردّ على الهاتف وقد حاولتُ مكالمته، لكن الخطّ إنقطع |
Toplu görüşmeden dolayı zihinsel olarak bağlıyız. hattı açık bıraktım. | Open Subtitles | نحن مرتبطان عقليّاً، إنه الاجتماع الهاتفيّ، لقد أبقيتُ الخطّ مفتوحاً |
"Yarın tümen komutanı, hattı teftiş için geliyor." | Open Subtitles | ' سيصل غدا قائد القسم لعمل تفتيش على الخطّ. ' |
Güvenliğiniz için, lütfen sarı çizgiyi geçmeyiniz. | Open Subtitles | .نرجوا منكم الوقوف خلف الخطّ الأصفر لضمان سلامتكم |
Korkarım ki içimizden birisi her şeyi göze alıp çizgiyi geçtiğimizde ne olacağını öğrenmemiz için cesaretini toplamalı. | Open Subtitles | أخشى أنّه سيتحتّم على أحدنا أنْ يستجمع شجاعته ويرى ما يحدث حين نتخطّى هذا الخطّ |
Koltuklarınız ayrıldı, ön sırada... ve Ruby Rhod'un yanında! | Open Subtitles | لديك مقعد محجوز في الخطّ الأمامي بجانب روبي رود |
Mavi çizginin ortasına geldiğimde haber ver, tamam mı? | Open Subtitles | وأعلميني عندما أكون في مركز الخطّ الأزرق، حسناً؟ |
hattın nerden kesildiğini öğrenmek için oraya birilerini göndermeliyiz. | Open Subtitles | نحتاج لإرسال شخص ما هناك لإكتشاف ذلك الخطّ . |
Evet, sadece emin olduğun çizgi.. | Open Subtitles | نعم، حسنا، أنت فقط تأكّد أن هذا الخطّ |
sınırı aştın. Üstelik elinde somut bir kanıt yok. | Open Subtitles | هو كان خارج الخطّ وهو كان بدون أيّ قاعدة في الواقع. |
Güvenli bir hattan bizi Langley'ye bağlarlar. | Open Subtitles | هو سيرقّعنا خلال إلى لانجلي على الخطّ الآمن. |
Körfezin Amerika ve Küba taraflarını ayıran çizgiye yaklaştığımızda bize, mayınlara dikkat etmemiz söylendi. | Open Subtitles | بينما إقتربنا من الخطّ في الماء بين الجانب الأمريكي والجانب الكوبي من الخليج تم إخبارُنا لكي نكون حذرين للألغام |
Konuşmaya çalıştım ama Telefonu yüzüme kapadı. | Open Subtitles | حاولتُ التحدّث إليه عنه فأغلق الخطّ في وجهي |
Eğer birisi çizgiden sapacak olursa taşaklarını kesip kendi çocuklarına yediririm. | Open Subtitles | إذا حاول أحدهم الخروج عن الخطّ... سأقطّع خصيهم وأطعمهم لأطفالهم. |