Geçtiğimiz beş dakika içinde herhangi bir bağırışma falan duydunuz mu? | Open Subtitles | هل سمعت أي صراخ قادم من هنا في الخمسة دقائق الماضية؟ |
EZ: Peki, eğer eminsen.. Bu beş dakika içerisinde çok hızlı konuşacağımı size söylemeliyim. | TED | حسناً، إذا كنت متأكداً فعلي أن أتحدث بسرعة شديدة خلال هذه الخمسة دقائق |
beş dakika sonra birisi ölseydi, haberim olacak mıydı? | Open Subtitles | هل مات شخص آخر في الخمسة دقائق المنصرمة وينبغي لي أن أعلم بأمره؟ |
Bu kadar büyük parayı sana nerden bulayım beş dakika içinde, ha? | Open Subtitles | من أين بحق الجحيم سأستطيع الحصول على هذه الكمية من الأموال خلال الخمسة دقائق المقبلة ؟ |
Eğer ritmik olarak parmak uçlarını birbirine vuruyorsa bu da beş dakika içinde kovulacağın anlamına gelir. | Open Subtitles | لو بدأ يطقطق أصابعه بطريقة متناغمة فذاك يعني بأنّك ستطردين في الخمسة دقائق القادمة |
Bu zorlu şampiyona maçının ikinci çeyreğine beş dakika kadar kala skor 7'ye 7 berabere. | Open Subtitles | مع هذه الخمسة دقائق المُتبقية في الربع الثاني من هذه البطولة الصعبة، أصبحت النتيجة 7 مقابل 7. |
Daha emekli olalı beş dakika oldu ama her şey boka sarmış şimdiden. | Open Subtitles | تقاعدت لمدة تقرب الخمسة دقائق ! وساءت الأمور لهذه الدرجة |
Daha emekli olalı beş dakika oldu ama her şey boka sarmış şimdiden. | Open Subtitles | تقاعدت لمدة تقرب الخمسة دقائق وتحولت الأمور سيئة! |
beş dakika emekli oldum ortalığı karıştırmışsınız. | Open Subtitles | تقاعدت لمدة تقرب الخمسة دقائق ! وساءت الأمور لهذه الدرجة |
Neden? Daha beş dakika olmadı ki. | Open Subtitles | لم تمر الخمسة دقائق |
beş dakika için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على الخمسة دقائق. |
beş dakika içeride kaldı sonra Van Zandt ayrıldı. | Open Subtitles | كان بالداخل لما يقارب الخمسة دقائق , و من ثم ( فان زاندت ) رحل |