"الخير في" - Traduction Arabe en Turc

    • içindeki iyiliği
        
    • İçinde iyi
        
    • Dünyada iyi
        
    • içinde iyilik
        
    • yerlerde iyilik
        
    • umursamazlığıyla
        
    Kardeşim Patrick insanların içindeki iyiliği görürdü ve onun diğerlerine ilham vereceğine inanırdı. Open Subtitles شقيقي باتريك رأى الخير في الناس ويعتقد أنها تكون أِلهاماً روحياً للآخرين
    Hayır, sen hep insanların içindeki iyiliği görürsün. Open Subtitles إنّك دومًا ترى الخير في الناس، حتّى لو لم يستحقّوا نظرتك.
    Hayır. Hala insanların içindeki iyiliği görmek istediğini gösterir. Open Subtitles كلا، هذا يعني بأنك لا زلت ترين الخير في الناس
    Tanrım, bu adamın kalbini gör. İçinde iyi bir insan var. Open Subtitles يا الهي ، انظر الي الخير في قلب هذا الرجل
    Dünyada iyi insanlar birbirlerini tatmin etmekten uzaktır benim kollarımsa en iyi barış gücüdür. Open Subtitles وأهل الخير في العالم ما زالت بعيدة عن استيفاء مع بعضها البعض، و وذراعي هي أفضل صانع سلام.
    Mike Hoare'nin içinde iyilik vardı fakat inandığı şeylerde çok fazla iyilik yoktu. Open Subtitles كان هناك بعض الخير في مايك هور ولكن مبادئه كانت شريرة
    Onda iyilik görüyorsan sana inanmalıyım, çünkü yakın zamanda ummadık yerlerde iyilik gördüm. Open Subtitles و إذا ترى شيىء جيداً فيها يجب علي تصديقك لأنني رأيت الخير في ناس لا يعقل أنه يفعلونه مؤخراً
    Parlak bir Temmuz akşamında tatilciler güzel günlerin umursamazlığıyla plajda eğlenirken Paris'te sıcaktan bunalmış gezginler havai fişeklerin izlerine gözlerini dikmişlerdi. Open Subtitles مساء الخير في صباح مشرق متلألأ من شهر يوليو بينما الحشود تقضي العطلة على الشواطئ وتستمتع باشراقة الشمس الجديدة
    İnsanların içindeki iyiliği görebiliyordu. Open Subtitles كان بإمكانه أن يرى الخير في الناس.
    Hayır, sen hep insanların içindeki iyiliği görürsün. Open Subtitles -لا . إنّك دومًا ترى الخير في الناس، حتّى لو لم يستحقّوا نظرتك.
    Biraz sertti ama insanların içindeki iyiliği görürdü. Open Subtitles فظة قليلاً، لكنها رأت الخير في الناس.
    Yaptığı işe rağmen, o daima her insanın içindeki iyiliği görmeye çalışmıştı. Open Subtitles إنه يحاول دومًا، بالرغم من عمله الذي قام به... إلا أنه يرى الخير في كل شخص
    Tüm köpekler gibi Ripley de, sadece insanların içindeki iyiliği gördü. Open Subtitles مثل كلّ الكلاب، لم يرَ (ريبلي) سوى الخير في الناس
    Çünkü insanların içindeki iyiliği görebiliyorsun. Open Subtitles لأنك ترين الخير في الناس
    Sorunlu erkeklerin içindeki iyiliği görmek. Open Subtitles لتري الخير في الرجال المعيبين
    Başkalarının içindeki iyiliği bulursun. Open Subtitles ترين الخير في الناس
    Herkesin içindeki iyiliği görürdü. Open Subtitles "لأرى الخير في كل شخص"
    İçinde iyi ne varsa uzun zaman önce yok oldu. Open Subtitles أيًّا كان الخير في داخله فقد مات منذ زمن.
    Ölümsüz Dünyada iyi olan her şeyim. Open Subtitles سأمثّل الخير في العالم السرمدي
    İnsanların içinde iyilik olduğunu düşünmek kötü bir şey değil değil mi? Open Subtitles ليست نقطة ضعف رؤية الخير في الناس، حسناً؟
    Çünkü yakın zamanda ummadık yerlerde iyilik gördüm. Open Subtitles لأنني رأيت الخير في أماكن غير محتملة مؤخراً
    Parlak bir Temmuz akşamında tatilciler güzel günlerin umursamazlığıyla plajda eğlenirken Paris'te sıcaktan bunalmış gezginler havai fişeklerin izlerine gözlerini dikmişlerdi. Open Subtitles مساء الخير في صباح مشرق متلألأ من شهر يوليو بينما الحشود تقضي العطلة على الشواطئ وتستمتع باشراقة الشمس الجديدة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus