"الدائم" - Traduction Arabe en Turc

    • daimi
        
    • ebedi
        
    • hep
        
    • sabit
        
    • devamlı
        
    • kalıcı
        
    • zamanlı
        
    • sonsuz
        
    • Sürekli
        
    Görüyor musunuz? Ancak Finans Bakanı, Finans Bakanı`nın daimi Sekreteri, bana yazıp, bu bilginin de muaf tutulduğunu söylediler TED فهمتم؟ لكن وزارة المالية، الأمين الدائم لوزارة المالية، كتب لي وقال لي، أن المعلومات معفاة أيضا.
    Belki Majesteleri aynı zamanda, Leydi Elizabeth'in de Leydi Mary gibi, sarayda daimi odaları olmasına izin verebilir? Open Subtitles وربما يوافق صاحب الجلالة أيضا بما يخص السكن الدائم للسيدة اليزابيث في البلاط, مثل السيدة ماري؟
    Mabedimiz Macragge'in daimi şerefi namına tüm bunları borçlu olduğumuz Papazlar Meclisi ve ilk savaşımız adına. Open Subtitles من اجل المجد الدائم لحصن بلدنا ماكراج بإسم البيت الذي ندين له جميعا
    Derler ki sonsuz yaşamak için şeytanla bir anlaşma yapmış... ama ebedi gençlik için sormayı unutmuş, Open Subtitles يقولون انه عقد صفقة مع الشيطان ليعيش للأبد لكنه نسي ان يطلب منه الشباب الدائم
    Meksikalıların hep amcıklarındaki kaplumbağalardan şikâyet etmelerinden nefret etmiyor musunuz? Open Subtitles ألا تكرهون المكسيكان ومدى تذمرهم الدائم حول السلاحف في مهابلهم؟
    sabit buz kütlesinin çok yakınından ama Amerikalının bildirilen uçuş rotasıyla düz hatta. Open Subtitles إنها تظهر قبيل الجليد الدائم لكن على المسار المباشر مع المسار المحتمل للأمريكيين
    Şeytan Üçgeni yırtığını devamlı olarak genişleten bir şeydi. Open Subtitles كان المثلث يمثلدوماً ذلك الثقب الدائم التوسع
    Orada geriye kalan tek şey pozitif ışığın kalıcı gölgesi. TED الشيء الوحيد الذي بقي الآن هو الظل الدائم للضوء إيجابي.
    Ayrıca daimi 5.00 gölgenle senin çevrende olmak hiç harika değil. Open Subtitles وأنت مع ظل الخامسة الدائم أنت لَسْتَ ذلك العظيمِ الذي يمكن أن يكون بالجوار
    Seninle birlikte saf, yoğun ve daimi bir aşk yaşamaya yaklaşıyorum. Open Subtitles أنا قريب جداً من الشعور بالحب النقي الدائم معكِ
    Burası tehlikeli projeler için geçici bir steril oda olarak kullanılırdı ancak yıllar içinde benim daimi laboratuvarım haline geldi. Open Subtitles هذه كان يتم استخدامها كغرفة تنظيف مؤقتة للمشاريع الخطيرة ولكنها بمرور السنوات أصبحت مختبري الدائم
    Bize isimlerini söylersin ya da seni daimi Hüzün Kardeşleri'ne göndeririz. Open Subtitles أخبرينا أسمائهم أو سنرسلك ِ إلى أخوات الحزن الدائم
    Müjde! daimi öğretmeniniz olabilirim. Open Subtitles لكن الخبر السار أنني ربما سأكون المدرس الدائم
    Ona ebedi uykuyu bağışla Tanrım ve bırak daimi ışık üzerine parıldasın. Open Subtitles إمنحهُ الأبدية المريحة, إلهي, واسمح للنور الدائم أن يشرقَ عليه.
    Ya virüsü alırsın ve oradan ayrılacak gücü bulup oradan ayrılırsın ya da tabutu daimi evin hâline getirirsin. Open Subtitles يمكنك أن تأخذ الفيروس وتعثر على القوة اللازمة للخروج من هناك أو يمكنك جعل التابوب منزلك الدائم
    Ona ebedi huzur bahşet, ey Tanrım ve sönmez ışığınla onu aydınlat. Open Subtitles امنحها الراحة الأبدية أيّها الإله، ودع نورك الدائم يشعّ عليها
    Kendisinden, haini sana teslim etmesini iste, yoksa sonuçlarına ve ebedi düşmanlığımıza katlanması gerektiğini hatırlat. Open Subtitles اطلب منه أن يسلمك ذلك الخائن أو توجيه العقاب الدائم اليه
    Aile tatillerini mahvetme unvanını kazandım çünkü yoldaki en büyük kilisede beni indirmeleri için hep ısrar ediyordum. TED لقد كسبت سمعتي كمخرّبة لإجازات العائلة لإصراري الدائم على تركهم والذهاب للكنيسة الراقية في المدينة.
    Kazanma, sabit kaset getirecek. Merhaba, Harvard, yo. Open Subtitles الفوز سيدون في سجلك الدائم مرحبا هارفارد يو
    devamlı "ya ortaya çıkarsa" korkusu. Özellikle de genç bir kız için çok zor. Open Subtitles , الخوف الدائم من ان يتم اكتشاف أمرها خاصة لمراهقة
    Fakat bir uygulama hem evrensel hem de kalıcı etkileri açısından öne çıkıyor. TED ولكن مؤسسة واحدة تبرز من بين كل تلكم بسبب حجمها العالمي وإرثها الدائم
    O, benim tam zamanlı bir iş aradığımı biliyordu. Open Subtitles ليس في الواقع. إنها كانت تعلم .إنني كنتُ أتتطلع للعمل الدائم
    Ama bunlardan daha da önemlisi, kardeş bağı, sonsuz sevginin bir parçası olabilir. TED ولكن الأمر الأكثر أهمية، إن رباط الأخوة يمكن أن يكون شيئا من الحب الدائم.
    Son duyduğuma göre, Sürekli seks yasın beş derecesinden biri değildi. Open Subtitles آخر ما سمعته , الغزل الدائم ليس أحد المراحل الخمس للحزن

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus