"الدافعة" - Traduction Arabe en Turc

    • itici
        
    • momentumu
        
    Komuta/Manevra: En kısa sürede itici güç harekete geçirilecek. Peki, efendim. Open Subtitles من المحركات للتحكم إستعادة القوة الدافعة بأقصى سرعة ، حاضر سيدي
    Yörüngeler bu sonu gelmeyen yaratma ve yıkım döngüsünde itici güçtürler. Open Subtitles المدارات هي القوّة الدافعة وراء تلك الدائرة الأبدية من الخلق والدمار
    Ama bu altyapı içerisinde biyolojinin itici gücünün gerçekten evrimden geldiğini hatırlamak zorundayız. TED ولكن خلال تلك البنية الأساسية، علينا أن نتذكر أن القوة الدافعة فى علم الأحياء تأتى فى حقيقة الأمر من التطور والارتقاء.
    Skor, yaptığınız katkının somut bir hâl almış bu ışık bazlı modellerin ardındaki itici güç. TED وتلك النتيجة هي القوة الدافعة وراء هذه المنحوتات الضوئية التي تمثّل تجسيدات مادية لإسهامك.
    Eğer momentumu daha iyi bilmek isterseniz, daha büyük dalga paketi gerekir, ki bu da daha büyük konum belirsizliği demektir. TED ولو أردت تحديد القوة الدافعة بشكل أفضل، فيلزمك حزمةٌ موجيةٌ أكبر، ما يعني لا يقينية أكبر للموقع.
    Onların momentumu topa transfer olur. Open Subtitles عندما يقذف هذان الرجُلان بكُرَة السلّة تلك ذهاباً و إياباً، فإنهم ينقلون القوّة الدافعة للكُرة
    Belki bir gün başka bir konuşmada alternatifleri tartışabiliriz, ... ... ama bu itici gücümüzdür. TED يمكن أن نناقش البدائل في حديث آخر، رُبّما يوم ما. ولكن هذه هي قوّتنا الدافعة.
    Kayıt Kontrol Sistemleri itici miktarları iyi durumda. Open Subtitles ٌعلم، أنظمة التحكم للكميات الوقود الدافعة جيدة
    Bayanlar ve baylar, İşte karşınızda Katolizmin ardındaki itici güç! Kardinal Glick. Open Subtitles السيدات والسادة معنا الكاردينال جليك القوة الدافعة وراء نجاح الكاثوليكية الباهر
    Emoto, bütün bunlardaki itici güç olan düşünce veya niyete işaret eder. Open Subtitles و الآن , السيد إيموتو يتحدث عن قوة الفكرة أو النيّة بأنها القوة الدافعة لكل ذلك.
    Tüm bu topluluğun arkasındaki itici güç mercan resifleridir. Open Subtitles القوة الدافعة وراء هذا المجتمع الكامل هو الشقّ المرجاني.
    Genişleyen Ortaçağ İslam İmparatorluğu'nun itici gücü ticaretti. Open Subtitles كانت القوّة الدافعة للإمبراطورية الإسلامية الممتدّة في القرون الوسطى هي التجارة
    Algler, en iyi güneş ışıklı bölgeyi kapmaya çalışan yapının itici gücü olarak görev yapar. Open Subtitles يوفر الشعب ملجأ الى الطحالب التي تتغذى على نور الشمس الطحالب قوة البناء الدافعة
    Bu projenin arkasındaki itici güç meslektaşım Shumulik London ve görüyorsunuz ki, tıpkı Salman’ın 90 yıl önce yaptığı gibi işin sırrı etrafınızı parlak insanlarla çevrelemek. Çünkü en sonunda, her şey insanlarla ilgili. TED القوة الدافعة وراء هذا المشروع هو زميلي شموليك لندن، وتشاهد تماما، مثل سلمان منذ حوالي 90 عاماً، البراعة أن تحيط نفسك بأشخاص أذكياء، لأنه في النهاية، أنها كلها بخصوص البشر.
    Bacak tekrar vücuda çekildiğinde depolanmış olan moment tekrar dansçının gövdesine aktarılır ve dansçı tekrar point'e yükseldiğinde ona itici bir kuvvet sağlar. TED عندما تعود الساق باتجاه الجسم فإن القوة الدافعة المخزنة تتحول عائدةً إلى جسد الراقصة لتدفعها بالتفاف بينما ترتفع عائدةً على أطراف أصابعها
    Aslında, bunun merkezinde olan ve gerçekten bunun arkasında itici güç olan bir teknoloji varsa o da makine öğrenimidir. Bu, inanılmaz güçlü, ortalığı karıştıran, ölçeklenebilir bir teknoloji. TED في الواقع، إذا كان هناك تقنيةً واحدةً يتمحور حولها كل هذا وأصبحت القوة الدافعة وراء ذلك. فهي تعلم الآلات، والتي أصبحت تقنيةً قويةً بشكل لا يصدق كما أنها مربكة وقابلة للتطوير.
    Üzerinde çalışmamız gereken konu -- AM: Orta Amerika'daki bu üç ülkedeki itici etken veya temel neden dediğimiz altında yatan sebepleri ele almak için ABD hükûmetine ne önerdiğinizi soracaktım. TED وعلينا أن نعمل على... آ.م: كنت سأسألك: بمَ تنصح به حكومة الولايات المتحدة لمعالجة أساس المشكلة، أو ما نسميه بالعوامل الدافعة أو الأسباب الجذرية في هذه الدول الثلاث في أمريكا الوسطى؟
    Sadece onların etrafındayken dili kullanmak gerekiyordu, çünkü dil ediniminde itici güç sizin için önemli olan insanların size ne söylediklerini anlayabilmek. TED ولكن ببساطة ان نستخدمها حولهم، لأن القوة الدافعة لإمتلاك اللغة هي في فهم ما يقوله الأخرون - المهمون لك- لك انت.
    Uzay Kampı'nda geri roketleri kullanarak ileri momentumu dengelemeyi öğrenmiştik. Open Subtitles بدورة الفضاء، تعلمنا عن مواجهة القوّة الدافعة الأماميّة بواسطة الصواريخ الإرجيعيّة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus