| Daha iyi yiyeceğin yok mu... tavuk kanadı yada pirzola... kızartma falan filan işte? | Open Subtitles | انك لَن تحصل على أي غذاء أفضلِ بعض أجنحة الدجاجِ طعام صينى لا يوجد طعام للزنوج هنا |
| Az önce bana "tavuk gagası" kadar güzel olduğumu söyledin. | Open Subtitles | أنت فقط أخبرتَني أَنا رائع كمنقارِ الدجاجِ. |
| Bütün ev tavuk kokacak. | Open Subtitles | وستصبح رائحة البيت مثل الدجاجِ المطبوخِ. |
| Ve o pis tavuk midemde gıdaklıyordu. | Open Subtitles | وذلك الدجاجِ القذرِ كَانَ يَقِيقُ بعيداً للتَفَاخُر داخل بطنِي. |
| Hayatta dirençli olman gerekiyor. Dirençli olmak için de tavuk yemelisin. | Open Subtitles | الذكي مهماً جداً له أكل الدجاجِ |
| tavuk çiitliğindeki tavuklar, sağ kalmak için dua ediyorlar. | Open Subtitles | أنت هَلْ قلق؟ في مكان ما على a دواجن تَفْلحُ، a باقة الدجاجِ يَحْملُ a سهر صلاةِ. |
| Manyok ve tavuk ibiği ile birlikte, yiyeceğim bu doktoru. | Open Subtitles | - أنا سَآكلُ هذا الطبيبِ. مَع مانيوك وقُمَم الدجاجِ. |
| Bu tavuk çok güzel gözükmüyor mu Catherine? | Open Subtitles | حَسناً، أليس ذلك الدجاجِ مدهش، كاثرين؟ |
| - Bundan bir kaşık alın. - Hayır, istemiyorum. - Ama bu, sıcak tavuk suyu. | Open Subtitles | هذا صحن من مرق الدجاجِ لَك |
| tavuk yemek için güzel bir gün. | Open Subtitles | هو سَيَكُونُ a يوم جيد لأَكْل الدجاجِ. |
| - Tadı tavuk gibi. | Open Subtitles | المليمتر. - يَذُوقُ مثل الدجاجِ. |
| - Ben tavuk parçacıkları istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أُريدُ أصابعَ الدجاجِ |
| tavuk tadında. | Open Subtitles | هو / تَعْرفُ إلى الدجاجِ. |
| tavuk midede gıdaklıyor! | Open Subtitles | قِيْق الدجاجِ في البطنِ! |