Her zaman kızarmış tavuk mu yiyorsun yoksa salata yediğin olur mu? | Open Subtitles | كن صادقاً معي، أتتناول الدجاج المقلي دوماً أم يمكنك أن تطلب سلطة؟ |
Tavuklu kiş yaptılar kızarmış tavuk yaptılar ve en son tavuk McNuggets'ı ürettiler. | TED | صنعوا وعاء فطيرة الدجاج ، صنعوا الدجاج المقلي ، وبعد ذلك أخيرا قدموا الماك ناجتس الدجاج. |
Senin altında yatsam, bir yandan kızarmış tavuk yiyip... bir yandan da bulmaca çözebilirdim. | Open Subtitles | يارجل بإمكاني الاستلقاء تحتك .. وأكل الدجاج المقلي وأنهي لعبة الكلمات المتقاطعة في الوقت نفسه |
kızarmış tavuğa hep bayılmışımdır. Ama gelmemeliyim. | Open Subtitles | طوال حياتي ، الدجاج المقلي دائما المفضل لدي. |
kızarmış tavuk günü sakatat günü olacak. | Open Subtitles | ليلة الدجاج المقلي ستكون ليلة اللحوم العضوية. |
Bütün bunlara uyuşturucularla, içkilerle ve kızarmış tavuk göğsüyle kullanarak eskittiğimiz şeyleri ekleyin. | Open Subtitles | وإضافة إلى ذلك قُدرة الأحتمال من المُسيل للدُموع الذي نُعطيه لآجسامنا والمُخدرات والشرب وشريحة لحم الدجاج المقلي |
Kurumuş kanın kokusu, kirli, çıplak ayak izi birbirinin içine geçiyor, bu eski ter aroması, kızarmış tavuk gibi. | Open Subtitles | رائحة الدم الجاف أثار الأقدام العاريه تحيط ببعضها بعض رائحة العرق المعتق كرائحة الدجاج المقلي |
Kurumuş kan kokusu, birbirinin etrafında dönen, kirli, çıplak ayak izleri, kızarmış tavuk gibi kokan bu eski ter, önceki gece yapılan dövüşün yerde bıraktığı ılık his. | Open Subtitles | رائحة الدم الجاف أثار الأقدام العاريه تحيط ببعضها بعض رائحة العرق المعتق كرائحة الدجاج المقلي |
kızarmış tavuk gibi kokardın. Şöyle derdin: | Open Subtitles | كنت تمشي طوال اليوم و رائحتك كعشاء الدجاج المقلي |
Akşam yemeği için kızarmış tavuk yiyebilir miyiz? | Open Subtitles | أمي ، أيمكننا تناول الدجاج المقلي على العشاء؟ |
hani midye satarlar.. ve kızarmış tavuk, alabalık? | Open Subtitles | التي تبيع الدجاج المقلي والبيض وسلمون البحيرة ؟ |
kızarmış tavuk sipariş edecektim. Bir de patatesli turta. | Open Subtitles | أجل , أود أن أطلب بعض الدجاج المقلي رجاءً و بعضاً من حلوى البطاطا , شكراً |
Ben de hayat okulunda kızarmış tavuk okudum. | Open Subtitles | درست الدجاج المقلي بمدرسة الضربات القاسية |
Hergün kızarmış tavuk yiyip hala kilo kilo veriyor olan insan örnekleride var. | Open Subtitles | هناك الكثير من عارضات الأزياء اللاتي يأكلن الدجاج المقلي كل يوم و مع هذا يخسرن الوزن |
Seninle kızarmış tavuk yemek isterim. Bence denemeliyiz. | Open Subtitles | ارغب بتناول الدجاج المقلي معك .. افكر بأنه يجب أن أجرب |
kızarmış tavuk senin için iyi değil. Kolesterolü yüksektir ve kalp hastalığına yol açar. | Open Subtitles | الدجاج المقلي ليس جيداً لك تحتوي على الكولسترول الذي يسبب أمراض القلب |
Bugün hamburgerleri, çizburgerleri kızarmış tavuk ve pizzaları var. | Open Subtitles | لديهم الهامبرجر،والهامبرجر بالجبن وبيتزا وشريحة الدجاج المقلي |
Eminim kızarmış tavuğa bayılıyorsundur. | Open Subtitles | أنا واثق أنكِ تحبين الدجاج المقلي. |
Size biraz kızartma getiririz. Görüşürüz. Bu şimdiye kadar yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | حسنا سنحضر لك بعض من الدجاج المقلي اراك لاحقا هذا اصعب شيء فعلته بحياتي |
Ben de kızarmış tavuğu çok severim ama hiç Nashville'de yemedim. | Open Subtitles | أحب الدجاج المقلي لم أحصل على أي منها في " ناشفيل " |
Acılı peynir kızartması, nachos, tavuk kızartması tüm bu şişmanlatıcı ve yağlı yemekler okulumuzu dolduruyor. | Open Subtitles | البطاطس المقلية بالجبنة،ناتشوز الدجاج المقلي كل هذه الأطعمة المسمنة والمليئة بالدهون وصلت إلى مدارسنا |
Bu yüzden tavukçu Ahjumma çok endişeleniyor. | Open Subtitles | لذا زوجة مالك محل الدجاج المقلي قلقة جداً |