Birşeyi bilmek istiyorum, şimdi. Bu solucanı içimden dışarı nasıl atacağım? | Open Subtitles | أريد أن أعرف شيء الأن, كيف أُخرج هذه الدودة من داخلي |
Polis aracında itiraf etmiş: sana hap vermiş, solucanı yerleştirmiş. | Open Subtitles | لقد إعترفت بكلّ شيء في سيّارة الشُرطة: تخديرك، وزرع الدودة. |
- Çok terbiyesizsin... - Sümüklüböcek yiyen kurt! | Open Subtitles | انتم تتصرفوا بجنون وانت مثل الدودة الشرهة |
Dalacağı yeni bir bağırsak arayan bir bağırsak kurdu olmanı önermiyorum. | Open Subtitles | لست أقترح عليك أنّ الدودة الشريطية ستجد قولوناً آخر للزحف فيه. |
Yaşlanma normal solucanın bir gününü alırken ... ... bu solucanın iki gününü alır. | TED | تحتاج هذه الدودة يومان لتكون في نفس العمر الذي تكون عليه الدودة الطبيعية في يوم واحد |
Yani bu kurtçuk insanda öldürme arzusu uyandırıyor. | Open Subtitles | اذا أنت تقول أن الدودة تجعلنا نريد أن نقتل بعضنا البعض ؟ |
solucanı hareket ettirmek, çok hoş bir numaraydı. | Open Subtitles | وجعلتي الدودة تتحرّك، تلك كانت لمسة لطيفة. |
solucanı ikiye bölersem, iki tane mi solucan olur? | Open Subtitles | اذا قطعت الدودة الى نصفين هل تتحول الى دودتين ؟ |
solucanı ikiye bölersem, iki tane mi solucan olur? | Open Subtitles | اذا قطعت الدودة الى نصفين هل تتحول الى دودتين ؟ |
Tamam. Hazır mısınız? Erken davranan solucan diğer solucanı alır. | Open Subtitles | حسناً, مستعدون, يا رفاق, تحصل الدودة المبكرة على دودة |
kurt bir duvar yaratır, salgısını kullanarak vücudun bağışıklık sistemini kapatır ve sıvı akışını kontrol eder. | Open Subtitles | و تبني الدودة جداراً، و تتخفى بالجهاز المناعي و تتحكم بمعدل السوائل |
Bu kurt kendi grubu içinde açık denizde yüzer. | Open Subtitles | إلا أن هذه الدودة وحيدة من مجموعتها .تسبح في المياه المفتوحة |
Kanımda dolaşan bir kurdu tercih ederim. | Open Subtitles | اجد الدودة التي تعيش في أمعائي أكثر جاذبية منه |
Avı etkisiz hale gelen kadife kurdu, yapışkan sıvıyı tekrar yiyerek geri kazanıyor. | Open Subtitles | عندما تتوقف الفريسة عن الحركة تقلل الدودة من الصمغ بأكله |
Şurada o tüp solucanının ucunda kıskacıyla bir yengeç, solucanın kafasını çıkarmasını bekliyor. | TED | هنا سرطان مع مخلبه الأيمن في نهاية تلك الدودة الأنبوبية ، ينتظر تلك الدودة ليمسك بها برأسه. |
Kaçan solucanın da zehri birikecek zamanla. | Open Subtitles | أما الدودة التى هربت فستولد السم فى الوقت المناسب |
kurtçuk amonyak içinde yaşıyor. Eksi derece ısıda sağ kalmış. | Open Subtitles | هذه الدودة تعيش في الأمونيا و تتحمل درجات حرارة أقل من صفر |
Big Worm hiçbir şey yapmayacak, dostum! | Open Subtitles | الدودة الكبيرة لن يعملُ شيئاً لعيناً , يا رجل |
"Erken gelen kuş Kurtçuğu yer ama ikinci gelen fare peyniri alır." | Open Subtitles | "الطير المبكر يحصل على الدودة لكن الفأر الثاني يحصل على الجبن ". |
Eğer virüs insanı vahşi ve saldırgan yapıyorsa neden Richter ve Campbell kendini öldürdü ? | Open Subtitles | اذا كانت الدودة تجعل سلوكنا عدواني عنيف لماذا رتشتر و كامبل قتلوا أنفسهم ؟ |
Bu böcek, kılımsısolucanın ya da at kılı solucanının larvasını yuttu. | TED | ابتلع هذا الصرصور يرقة الدودة المعقدة جدًا أو دودة شعر الخيل. |
İyi. solucana rüşvet ver. Gerekirse servet öde. | Open Subtitles | جيد قم برشوة الدودة فدية للملك لو كان ذلك ضروري |
Kurdun kisti serebrospinal sıvıyla aynı yoğunlukta. | Open Subtitles | كثافة كيس الدودة بنفس كثافة السائل المخي |
Geçmiş bir hayatta, bu masum solucan sizin anneniz olmuş olabilir. | Open Subtitles | فى الحياة الماضية كان يمكن أن تكون تلك الدودة البريئة أمك. |
Cırcır böceği, yüzme havuzu gibi bir su kaynağına ulaştığında suya atlıyor ve boğuluyor. solucan ise, çekirgenin ölü bedeninden sıyrılıp dışarı çıkıyor. | TED | وعندما يقترب الصرصور من كتلة مائية، مثل بركة السباحة هذه، فإنه يقفز فيها ويغرق، وتتلوى الدودة في طريقها للخروج من جثة الانتحاري الذي احتواها. |
Karınca ne yapıyordu? Beyni bir tür karaciğer kurdunun etkisine girmişti ve bu kurt üremek için bir koyunun veya ineğin midesine girmeliydi. | TED | ولماذا كانت تقوم بذلك؟ حسنا، كان دماغها مصاب بفيروس الدودة الشريطية والتي .. بدورها كانت بحاجة الى ان تكون داخل معدة الخروف حتى تستطيع التكاثر. |
Kurtçuğun oluşturduğu kist, beyin sıvısıyla aynı yoğunlukta. | Open Subtitles | كثافة كيس الدودة بنفس كثافة السائل المخي |