| Moloch'un onun için planladığı rolü oynayacak, ve bunu kendi isteğiyle yapacak. | Open Subtitles | ستقوم بلعب الدور الذي قام بأختياره لها و ستقوم بذلك بمحض إرادتها |
| Hepimizin kendi başarımızda bir rolü vardır elbette ama diğer insanların başarılarında oynayacağımız rolü düşünün. Her gün insanların benim hayatımda oynadıkları rol gibi. | TED | لدينا جميعا دور نقوم به في نجاحاتنا الخاصة، لكن فكروا في الدور الذي نقوم به في نجاحات الآخرين. مثلما يفعل الناس معي كل يوم. |
| İnsanın, hayatın ona uygun gördüğü rolü benimsemesi lazım. | Open Subtitles | على كل شخص تَقَبُّل الدور.. الذي قُدِّر له.. |
| Erken perde kapatsa bile dikkat çekebilecek bir roldü. | Open Subtitles | نعم حتى إذا لفت خارج البلدةِ هو نوعُ الدور الذي يُصبحُ مُلاحَظاً |
| Fakat bu öğrenme egzersizlerinde insanların ne rol oynadığını merak ettik. | TED | ولكننا نتسائل عن الدور الذي لعبه الإنسان في تدريبات هذه اللغة. |
| Bu filmi çekmek istememin sebeplerinden birisi o rolün ağabeyime oturacağından emin olmamdı. | Open Subtitles | أحد الأسباب التي دفعتني لإخراج هذا الفلم أنّني أعرف الدور الذي سيعطي أخي حقّه |
| O olaydaki rolüm için dünyalar kadar özür dilesem azdır. | Open Subtitles | ليس من اعتذارٍ بالعالم يكفي عن الدور الذي قمتُ بهِ في ذلك |
| Yani Hileci'nin istediği rolü oynadım. | Open Subtitles | بذلك, أنني أدّيتُ الدور الذي أراد منّي المخادع تأديته |
| Demek istediğimiz, rolü aldığı için biraz onu kıskanmış olabilirsin. | Open Subtitles | مانعنيه هو أنك ربما تشعرين بالغيرة لأنها حصلت على الدور الذي كنت تريدينه |
| Cazibeli Prens rolü ezelden beri senin için var. | Open Subtitles | الأمير تشارمينج هو الدور الذي ولدت لتلعبه |
| Yani düşünsene bir üstüne biçilmiş rolü bırakıp gitti. | Open Subtitles | اقصد فكر في الامر كي تهرب من الدور الذي كان يضغط عليها |
| Bana biçilen rolü elimden geldiğince iyi oynamak benim işim, her oyuncu böyle yapar. | Open Subtitles | عمليِ أنا أقوم بلعب الدور الذي هُيِئت لهُ بأفضل ما لديّ من قُدّرة، مِثّل ما لدي أيّ مُمثِل آخر. |
| - Gerçek şu ki, şansa inanmamanız soruşturmada sizin aldığınız rolü görmeyeceğiniz anlamına gelmez. | Open Subtitles | هي انك لا تؤمنين بالحظ لم يمكنك من معرفه الدور الذي لعبته في هذا التحقيق |
| Alamayacağın bir rolü istiyorsun. | Open Subtitles | إنّكِ تريدين هذا الدور الذي لن تحصلين عليه. |
| rol yapmamı istiyorsun ama ben bu rolü yapmaktan çok sıkıldım. | Open Subtitles | أعلم ماهو الدور الذي تريدينني أن ألعبه، وقد سئمت لعبه. |
| Bu rolü oynamaya kararlı olduğunuz belli. | Open Subtitles | هذا هو الدور الذي يبدو أنكم تصرون على لعبه |
| Kasabamızın tarihinde oynadıkları rolü onurlandırıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحترم الدور الذي لعبوه في تاريخ بلدتنا |
| Hayır, Trudy, bu gerçekten istediğim roldü. | Open Subtitles | لا يا ترودي هذا الدور الذي أردته بالفعل |
| Oynadığım bir roldü. | Open Subtitles | كان الدور الذي لعبته. |
| Bizim şu anda gerçekleştirebileceğimiz rol uzaklaşıyor ve bizim dünyadaki tüm mağdurları yeni bir başlangıç için nasıl destekleyebileceğimizi seyrediyor. | TED | الدور الذي يمكننا فعله الان هو الذهاب بعيدا ومعرفه كيف يمكننا مسانده الضحايا في انحاء العالم لجلب المبادرات |
| Şu an oynadığın rolün senin bile anlayamayacağın kadar sana yük olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | وأعي عبء الدور الذي تلعبه حالياً يجب أن يكون بثمن لا يمكنك أن تدركه تمامًا |
| Yaşadığın her şey için ve eğer bunda herhangi bir rolüm olduysa. | Open Subtitles | لكلّ شيء مررت به مهما كان الدور الذي لعبته فيه |