Ama diplomatik ilişki kurmak ister gibiler. | Open Subtitles | ولكنهم يبدون الرغبة للابقاء علي الاتصال الديبلوماسي |
diplomatik kısımdaki bir bagaj kontrolörünü çekmeleri için gümrükten istekte bulundun ve yerine adamlarından birini koydun. | Open Subtitles | لقد طلبت إدارة الهجرة والجمارك وضع مراقبة مُشددة على الصف الديبلوماسي وإستبدلتهم بأحد رِجــالك |
Bağımsız Diplomat olarak vücut bulan şeyin kaynağı buydu, kar amacı gütmeyen ve dünyanın ilk diplomatik tavsiye grubu böyle başladı. | TED | من هنا جاءت فكرة "الديبلوماسي المستقل"، أول مجموعة استشارية دبلوماسية في العالم غير ربحية، جاهزة للإنطلاق. |
Evet. Dokunulmazlığı ay sonuna kadar sürüyor. | Open Subtitles | نعم,وضعه الديبلوماسي مستمر حتى نهاية الشهر |
Evet. Dokunulmazlığı ay sonuna kadar sürüyor. | Open Subtitles | نعم,وضعه الديبلوماسي مستمر حتى نهاية الشهر |
Şanghay'da, binlerce batılı diplomatik güvence altında 19. yüzyılda İngilizlerin kendi ülkelerindeki düzenlerini kurarak, buraya yerleşmesinden bu yana aynı düzen içinde yaşıyorlardı. | Open Subtitles | في شانغهاي,ألاف الغربيين... محميين بالأمن الديبلوماسي... ... |
İtalyan hükümeti diplomatik durumunu kaldırdı. | Open Subtitles | الحكومة الإيطالية علقت وضعك الديبلوماسي |
İtalyan hükümeti diplomatik durumunu kaldırdı. | Open Subtitles | الحكومة الإيطالية علقت وضعك الديبلوماسي |
Bağımsız Diplomat, şimdi dünya çapında beş diplomatik merkezde kurulu ve yedi-sekiz değişik ülkeye ya da siyasi gruba - onları nasıl tanımlıyorsanız, onlara - tavsiyede bulunuyor. ben tanımlara pek önem vermem. | TED | "الديبلوماسي المستقل" مؤسسة حاضرة في خمسة مراكز ديبلوماسية حول العالم، نقدم استشارات لسبع أو ثمن دول أو مجموعات سياسية مختلفة، أو كما يحلو لكم أن تسموهم-- لا أهتم كثيرا بالتعاريف. |