mazot, yaşadığım yerde, galonu en yüksek $3.84den satılıyor. | Open Subtitles | تسير بالديزل , مكان سكني سعر الديزل كان 3.84 دولار للجالون |
Yer tahtalarında duyduğumuz ve mazot sandığımız koku. | Open Subtitles | رائحة الديزل التي كنا نتكلم عنها الموجوده على الألواح الأرضية |
"Güçlü bir böcek zehriyle mazot ve göz yaşartıcı gazı karıştırarak dokuz kilodan daha ağır bir şeyi öldürmeyecek dümeninizi hazırlamış olursunuz." | Open Subtitles | "مبيد حشري قوي, مخلوط مع غاز مسيل للدموع و وقود الديزل" "ستؤدي الخدعة" "بدون قتل اي أحد يزن أكثر من 20 باوند" |
Biz teknolojiyi geliştirdik ve bir dizel jeneratör gibi sabit kirlilik kaynaklarından kirlilik ele geçirecek bu versiyonu yarattık. | TED | طورنا التقنية وصنعنا هذه في نسختها المعدّلة التي التقطت التلوث من مصادر تنتج التلوث بشكل ثابت، مثل مولد الديزل. |
Şu an, mazotu alıp jeneratörün oraya gitmeli ve jeneratöre mazot doldurmalıyız. | Open Subtitles | الان علينا ان ننقل هذا الديزل الى المولد ونعبئه |
Eğer ki şiddetli bir rekabete girerseniz, Tesla Semi, kasasız bir Dizeli yokuşta geçer. | TED | إذا أقمت مسابقة لشد الحبل، فسوف تسحب شاحنة تسلا النصفية شاحنة الديزل وهي تصعد منحدرًا. |
dizele geçin. Bataryaları açın ve dalın | Open Subtitles | إتجه إلى الديزل اتجه إلى البطارية، واغطس |
Kesinlikle hidroklorik asit, etilen glikol biyosit ve mazot bulacaksın. | Open Subtitles | ستحصلين حتماً على حمض كلور الماء، غليكول الإثيلين، مبيدات حيوية ووقود الديزل. |
Akciğerlerinde ise mazot dumanından zehirlendiklerini gösteren kanıtlar varmış. | Open Subtitles | وكلا الرئتين تبين تسمماً بسبب شم رائحة الديزل |
Makine odasından mazot dumanı solumalarını da. | Open Subtitles | كما أنه سيفسر سبب استنشاقهما لأدخنة الديزل من غرفة محرك السفينة |
Baldrick, yine mazot mu sürdün sen? | Open Subtitles | بولدريك, هل عُدت لزيت الديزل مرةً أخرى؟ |
Taşıdığımız mazot bir endişe kaynağı tabii ki. | Open Subtitles | -واضحٌ أنّ وقود الديزل أمرٌ يستدعي القلق |
Bu tren yarım mil uzunluğunda ve arkasında sekiz vagon tehlikeli kimyasal ve 20.000 litre mazot ile insanların yaşam bölgesine doğru ilerliyor. | Open Subtitles | طولُ هذا القطار نصف ميل و يسير بسرعة في منطقة مأهولة قاطراً ثمانِ قاطرات شحن من المواد الكيماويّة الخطِرة و 5000 غالون من الديزل |
Burnuma mazot kokusu geliyor. | Open Subtitles | هناك شئ عالق و أشم رائحة الديزل |
1,000 paund nitrojen gübre ve varil varil dizel yakıt gitmiş. | Open Subtitles | 1000 جنيه من الأسمدة النيتروجينية واكثر من عشرة براميل وقود الديزل. |
Herşeyi satmaya başladım, saç yağlarından dizel jeneratörlere kadar. | TED | بدأت في بيع كل شيء، من زيت الشعر حتى مولدات الديزل. |
Bu geleneksel bir dizel arabadan yayılan kirliliği ele geçirecek olan sistemimizin ilk prototipi. | TED | هذا هو النموذج الأولي لنظامنا في مراحله المبكرة والذي كان يلتقط التلوث المنبعث من حافلة تقليدية تعتمد على وقود الديزل. |
Rus mazotu, benzini ve kömürü. | Open Subtitles | الديزل الروسي والجازولين والفحم |
Sen gübreyi getiriyorsun bende mazotu. | Open Subtitles | أنت أحضر السماد , و أنا سأحضر الديزل |
Dizeli sana verdi, neden boşu boşuna... | Open Subtitles | لقد أعطاك وقود الديزل , لماذا إذا من غير الضروري ... |
Demiryollarında stimden dizele geçildiğinde, bizim sonumuz oldu. | Open Subtitles | عندما تتحول السكك الحديدية من البخار إلى الديزل |
Optik kimyasal algılayıcı sensörler römorktan amonyum nitrat ve dizel benzin kalıntısına rastlamış. | Open Subtitles | فريقالبحثالكيميّائىألتقطآثاراً، لكميّات من النترات ، و وقود الديزل من المقطورة. |