Bir topluluk kurulu kurdum; dini liderlerle, ebeveynlerle ve diğer okuldaki öğretmenlerle. | TED | لذا شكلت مجلسًا مجتمعيًّا مع الزعماء الدينيين والآباء وبعض المعلمين من المدارس الأخرى. |
Ne yazık ki, tüm dini liderler bizimle konuşmayı kabul etmedi. | TED | للأسف، لم يوافق كل الزعماء الدينيين على التحدث معنا. |
dini liderler ve topluluklar bir araya gelsin. | Open Subtitles | أضموا إلى جالية الزعماء الدينيين في مسيره احتجاج على الكتلة |
Şu konuştuğum dindar Yahudiler. | Open Subtitles | هناك هؤلاء اليهود الدينيين كنت أتكلم معهم |
Ronald Sturgis adlı dindar bir kaçık aylardır buralarda dolanıp kliniğinizin yasadışı işlerle ilişkili olduğuna dair suçlamalarda bulunuyor. | Open Subtitles | أحد المهووسين الدينيين يُدعى رونـالد ستثــرجس ظل يتردد هُنا لعدة أشهر، مُتّهِماً عيادتك بالانخراط في عمل غــير مشـروع. |
Bu sürgün, Kepler için, din fanatikleri yüzünden yaşayacağı sürgünlerden ilki olacaktı. | Open Subtitles | بالنسبة لكيبلر فإن ذلك يُعتبر كبداية لسلسلة من عمليات نفى كثيرة تم اجباره عليها بسبب المتعصبين الدينيين |
Baş rahibe ve Piskopos ona Meryem Ana'nın ünlü dini resimleri gösterdi. | Open Subtitles | لذا فإن الرئيسة الدينية . . والأسقف أروها صور العظماء الدينيين |
dini tecrübenin tarihinde büyük din bilginlerinin çoğunda temporal loblarında elektrik yeteneği vardı. | Open Subtitles | في تاريخ التجارب الدينية .. وجدنا أن الكثير من المفكرين الدينيين العظماء كانت لديهم قدرة كهربائية في الفص الصدغي |
Beni böyle dini fanatiklerle karşılaştırarak aşağılıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تُهينني من خلال مقارنتي بهولاء المتعصبين الدينيين. |
Faysal, dini liderleri ve onların muhafazakar inançlarını komünizmin uluslararası tehdidine karşı kullanmaya karar verdi. | Open Subtitles | قرر فيصل استغلال القادة الدينيين بفكرهم المحافظ كحائط صد للتهديد الخارجي للشيوعية العالمية |
Belki bütün dini liderleri bir şey biliyor ve herkesten saklıyorlar. | Open Subtitles | ربما , الزعماء الدينيين , يعرفون شيئا ويبقون الأمر سرا |
Savunma dünyanın her yanından gelen dini ve politik mültecileri belgeleri ile birlikte mahkemeye getirecek. | Open Subtitles | سيقدم الدفاع شهودًا ورسائل ووثائق... من اللاجئين الدينيين والسياسيين حول أرجاء العالم... |
Asla bilmedikleri Tanrı adına insanları cinayete... teşvik eden, senin gibi bağnaz dini fanatikler hariç! | Open Subtitles | المتعصبين الدينيين الذين يحرضون على القتل... من أجل الرب الذى لم يعرفوه ابدا. |
dini liderlerin ve dini toplulukların, bu ülkenin ve dünyanın umutsuzca ihtiyaç duyduğu ruhsal ve kültürel değişimde öncülük yapma zamanları geldi -- sevgiye, adalete, eşitliğe ve herkes için haysiyete doğru bir değişim. | TED | لقد حان الوقت للقادة الدينيين وقادة الطوائف الدينية أخذ زمام المبادرة في التحول الروحي والثقافي الذي يحتاجه هذا البلد والعالم بشدة -- تحول نحو الحب، نحو العدالة ونحو المساواة ونحو الكرامة للجميع. |
İslamik bağnaz kesim, dindar bağnaz kesim ellerine en tehlikeli, yıkıcı silahları alıyordu | Open Subtitles | الإسلاميين المتطرفين المتعصبين الدينيين سيضعون أيديهم علي أهم وأخطر الأسلحة المدمرة |
Biri, Suudi Arabistan'ın içindeki dindar liderlerdendi. | Open Subtitles | أحدهما من القادة الدينيين داخل السعودية |
dindar fanatikler. | Open Subtitles | المتعصبين الدينيين |
Cyrus Beene bana dindar ve yeniden güvenebileceğim... bir lider olabilmesi için anlaşma yollayacak... | Open Subtitles | وسايرس بين سوف يرسلني لأتعامل... -لأطمئن القادة الدينيين |
Politikacılar, dindar fanatikler... | Open Subtitles | السياسي، المتعصبين الدينيين |
Nesin sen, tuhaf bir din mensubu mu? | Open Subtitles | جزء من بعض الدينيين غريبين الاطوار؟ |
din fanatikleriydiler. | Open Subtitles | المتعصبين الدينيين . |