Ve onun üzerinde, neokorteks dediğimiz hafıza sistemi var. | TED | و على رأسها, لدينا نظام الذاكرة الذي اسمه القشرة الدماغية الحديثة. |
Lockhart'ın hafıza Büyüsü geri tepmiş! Kim olduğu hakkında hiçbir fikri yok! | Open Subtitles | إنقلب سحر الذاكرة الذي قاله لوكهارت عليه لا يذكر من هو |
Ancak size gönderdiğim hafıza testleri beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | ولكن ما يقلقني هو فحص الذاكرة الذي ارسلتيه لي |
Eğer sözde hafıza kaybına bağlı olarak geçmişindeki boşlukları doldurmakta zorlanıyorsan belki ben yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | إذا كان لديكِ أي مشاكل بملء الفراغات فى ماضيكِ لفقدان الذاكرة الذي أصابكِ، فلربما أستطيع المساعدة. |
Çalıştığım hafıza güçlendirici sıvı. Sana mail atmıştım. | Open Subtitles | محلول تعزيز الذاكرة الذي أعمل عليه لقد أرسلت لك بريداً إلكترونياً |
Ve konuşmamı özellikle sonlandırmak isteyeceğim bir konu varsa o da E.P. 'nin biz hafıza sorunu olduğunu bile hatırlayamayan bir amneziğin bana öğrettiğidir. O da şu ki: hayatlarımız anılarımızın toplamıdır. hayatlarımız anılarımızın toplamıdır. | TED | وأعتقد بأنه إذا كان هناك شيء واحد أريد أن اترككم معه هو ما تركه إي بي فاقد الذاكرة الذي لم يستطع حتى تذكر أن لديه مشكلة في الذاكرة معي وهي فكرة أن حياتنا هي مجموع ذكرياتنا |
hafıza silicini biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف بخصوص ماسح الذاكرة الذي لديك |
Yaptığım hafıza çalışmasının en üst kademesindeydim, veriler adeta akıyordu, tüm bu hafıza çalışması sayesinde alanımda tanınır hâle geliyordum. | TED | كنت في الحقيقة في ذروة عملي حول الذاكرة الذي كنت أقوم به... كانت البيانات تتدفق بشكل غرير، وكنت معروفة في هذا المجال بسبب عملي المتعلّق بالذاكرة. |