"الذروة" - Traduction Arabe en Turc

    • yoğun
        
    • acele
        
    • Pinnacle
        
    • Tepe
        
    • çıkış
        
    • orgazm
        
    • çıkışı
        
    • prime
        
    • orgazma
        
    •   
    • zirve
        
    • doruğa
        
    • doruk
        
    • Trafik
        
    • zirveye
        
    Kafayı bulmuş gençlerin parlak şeyler aldığı en yoğun saat. Open Subtitles لكن هذه ساعة الذروة للمراهقين المنتشين لشراء أشياء لا معه
    Bir kaç adım ötede bir ceset yatıyor olunca, belki acele etmişlerdir. Open Subtitles ألف جثة متحللة على بعد أمتار قليلة , ربما لأنهم شعروا بالحاجة إلى الذروة.
    Baba, ben Pinnacle'in karşısındayım. Open Subtitles أبي، أنا أجلس خارج مكتب الذروة
    Aslında, üç sene önce, analistler arz için değil ama talep için petrolün Tepe noktasını görmeye başlamışlardı. TED في الواقع , منذ ثلاث سنوات كان المحللين السائدين يبدأون بملاحظة الذروة النفطية ليس من العرض,بل من الطلب.
    Sizce Madison Caddesi'ndeki iş çıkış saatindeki trafiği durdurmak için kaç kişi gerekir? TED كم تتوقعون عدد الأشخاص المطلوبين لإيقاف حركة المرور في جادة ماديسون خلال ساعة الذروة في مدينة نيويورك؟
    Cinsel arzu veya orgazm konusunda çalışmayı düşündün mü? TED هل فكرت في دراسة الرغبة الجنسية أو الذروة الجنسية؟
    Sabahın erken saatlerinde ve öğleden sonra iş çıkışı saatlerinde Trafik çok sıkışıktı, fakat büyük sorun değil. TED كان لدينا اختناق مروري في الصباح وفي ساعة الذروة بعد الظهر ولكن ليس بالاهتمام الكبير
    İlk 20 şovu, prime time, hem de çok küçük bir bütçeyle! Open Subtitles من العروض العشرين الأولى, لوقت الذروة مقابل مبلغ زهيد من الدولارات
    Dudaklarımla göğüslerini bulup seni böyle orgazma ulaştıracağım. Open Subtitles وسأعثر على ثدييك بشفتيّ،، وسأجعلك تبلغين الذروة بهذه الطريقة.
    Bir ya da iki euro yoğun saatlerde arabaların yüzde yirmisinin ortadan kaybolması için yeterliydi. TED 1 او 2 يورو كانت كافية لجعل 20 بالمئة من المركبات الاختفاء في اوقات الذروة.
    Oldukça sıkıcı olabiliyor. En yoğun saat ne zaman? TED وهو ماقد يزعج البعض متى ساعة الذروة بالضبط؟
    En yoğun olduğumuz sezon. Fiyatlarımıza her zaman akşam yemeği ve kahvaltı dâhildir. Open Subtitles موسم الذروة ، الثمن يشمل وجبة العشاء ووجبة الإفطار
    Yoksa biz acele olarak bir buruna dalışa gidiyoruz. Open Subtitles لن تكون بخير لو لم نفتح بحلول ساعة الذروة.
    Kurt bana sağ gerekli, acele etmeyin. Open Subtitles أنا في حاجة إليها على قيد الحياة، لا أن تكون الذروة.
    Burada Pinnacle Teknolojileri yazılımı için geldim. Open Subtitles هناك شركة للبرامج تُسمي تقنيات الذروة
    Zamanı geldiğinde Kızıl Tepe'den uzak dur. Open Subtitles عندما يحين الوقت حاذري من الذروة القرمزية
    Onlar insanların iş çıkış saatlerinde araba sürmek yerine yapmaları gereken şeyin ne olduğunu çözmeye çalışan basit girişimlerdi. TED وهو محاولة تعريف مستخدمي الطرق كيفية تجنب قيادة المركبات في ساعة الذروة.
    Bu tümüyle kadına bağlı ve ne kadar çok orgazm olabileceğini öğrenme isteğine. Open Subtitles هذا يعتمد بشكل كلي على المرأة وكم رغبتها بالوصول الى الذروة الجنسية
    Evet Ben Kaptan pilotunuz Dahl. Görünüşe göre iş çıkışı trafiğine yakalandık! Open Subtitles يبدو أننا دخلنا في ساعات الذروة الصباحية
    Her akşam prime time'da bir saatim var ve seninkini mahvetmek için kendi hayatımı adamaya hazırım. Open Subtitles لدي ساعة يوميًا كل ليلة في وقت الذروة وسوف أكرس حياتي لتدمير حياتك.
    Her bir karışına dokunup ağzımı kullanacağım ve seni bir de böyle orgazma ulaştıracağım. Open Subtitles وسأداعب كل جزء فيك، وسأضع فمي عليك وسأجعلك تبلغين الذروة على هذا النحو أيضاً.
    Biz, insan evriminin noktasıyız. Open Subtitles نحن بلغنا الذروة في أبحاثنا حول نشـوء الإنسـان
    Burada çok yıldız var. zirve 74 derece. Open Subtitles الجو مرصع بالنجوم، ستكون الذروة عند الدرجة الـ74.
    Benim kendi araştırmamda, özel e-posta'nın hangi ülkede olursa olsun saat sabah 11'de doruğa ulaştığını gördük. TED في بحوثي الخاصة، أن وقت الذروة لرسائل البريد الخاصة في الواقع عند 11 صباحاً، غض النظر عن الدولة.
    Mesela hikayenin doruk noktası çok erken. Open Subtitles حسنا ذروة الفلم على سبيل المثال اعتقد بأن الذروة في النص اتت بشكل مبكر
    O kadar genç yaşta zirveye çıkmak için adam nelere katlanmıştır. Open Subtitles يُمْكِنُ أَنْ تَتخيّلَ التعذيبَ الرجلَ مُتَحَمّل، لبُلُوغ الذروة في مثل هذا العُمرِ المبكّرِ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus