Sanki anıları içinde kaybolmuş. anıları çok fazla ona yükleniyor gibi. | Open Subtitles | كما لو أنه يُدفن تحت كل تلك الذكريات التي تفوق تحمّله. |
Pekâlâ, bu sayede aradığımız anıları bulabileceğim. | Open Subtitles | حسناً، يمكنني أن أجد الذكريات التي نبحث عنها |
O hatıraları her zaman kalbimde yaşatacağım. | Open Subtitles | و تلك هي الذكريات التي سأعزها دائماً ماذا؟ |
Yalnızca geçmiş 3 yılın hatıraları var. | Open Subtitles | فقط الذكريات التي اختزنتها للسنوات الـ 3 الأخيرة |
İnsan şeklini aldığımda, getirdiğim anıların zamanla yok olacağını biliyordum. | Open Subtitles | أدركت عندما اتخذت ..مظهراً بشرياً أنّ الذكريات التي رافقتني ستزول تدريجياً |
En sevdiğim anılarımı düşünüyorum da içlerinde bir tane bile senin olmadığın yok Caitlin. | Open Subtitles | أفكر في الذكريات التي أعتز بها، و... وأنت في كل واحدة منهم يا (كايتلين) |
Hissizlik, gecenin bir yarısı aklınıza geldiğinizde savaşamadığınız o anılardan geliyor. | TED | الخدر قد ينشأ من تلك الذكريات التي لا يمكنك إخراجها من ذهنك في منتصف الليل. |
Hangi anıları hedefleyeceğimi anlamak için tüm dosyasına ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | سأحتاج ملفها كله لكي أعرف أي الذكريات التي أستهدفها. |
Burada bulunmak eski anıları canlandırdı, gerçi bu şaşırtıcı, ne de olsa geçen sefer kafamı vurmuştum. | Open Subtitles | ببعض الذكريات , التي تفاجئني بإعتبار أنني أصبت بجرح في رأسي أخر مرة كنت هنا |
Hipnoterapi sadece bastırdığımız anıları... gün yüzüne çıkarmayı sağlamaz. | Open Subtitles | العلاج بالتنويم المغناطيسي ليس فقط يرجع الذكريات التي فقدناها |
Sadece üzüntüye sebebiyet verip işlevselliği bozan anıları silebiliyorum. | Open Subtitles | فقط تلك الذكريات التي تسبب الضيق مما يؤدي إلى اختلال الوظائف |
Belki artık gördüğün anıları paylaşmaya hazırsındır. | Open Subtitles | والآن، ربما تكون على إستعداد لمشاركتنا الذكريات التي تراها |
Gerçi o kadar basit değil ama-- ...içimde tuttuğum bütün anıları sana aktaracağım. | Open Subtitles | رغم أن الكلمات ليست بسيطة أبداً.. سأنقل الذكريات التي بداخلي إليك |
Onun istediği dişler değil. Onların içindeki hatıraları istiyor. | Open Subtitles | لم تكن الأسنان ما يرغب به بل كان يريد الذكريات التي بداخلها |
Onun istediği dişler değil. Onların içindeki hatıraları istiyor. | Open Subtitles | لم تكن الأسنان ما يرغب به بل كان يريد الذكريات التي بداخلها |
Unuttuğu hatıraları geri almaya çalışıyor. | Open Subtitles | يحاول إسترجاع الذكريات التي نسيها |
İnsan uzun yaşayıp da sevdiklerini kaybedince, Logan sahip olduğu anıların kıymetini bilmeyi öğreniyor. | Open Subtitles | اتعلم يالوغان، تعيش لفترة طويلة, تفقد ناساً كفاية.. وتتعلم ان تقدر الذكريات التي لديك. |
(Kahkahalar) Gelecek belirtir ki şu anda yaşadığımız zamandan başka dönemden anıların ayna hissiyatının çökmüş olduğu bir zaman daha yok. | TED | (ضحك) المستقبل يقول أنه ليس هناك وقت ما عدا انهيار ذلك الإحساس بأن مرآة الذكريات التي نعيشها. |
Charlotte arkasında bıraktığı anıların yaşayacaklarıyla kıyaslanamayacağını düşündü. | Open Subtitles | بتلك الليلة, ادركت (تشارلت) ان الذكريات التي كانت تتخلى عنها قد لا تكون أي شيء مقارنتاً بالذكريات التي كانت تحصل عليها |
En sevdiğim anılarımı düşünüyorum da içlerinde bir tane bile senin olmadığın yok Caitlin. | Open Subtitles | أفكر في الذكريات التي أعتز بها، و... وأنت في كل واحدة منهم يا (كايتلين) |
Bana verdiğiniz anılardan başka bir şeyim kalmadı. | Open Subtitles | الآن لا أملك شيء عدا الذكريات التي أعطيتوني إياها |