Bu odadaki kimsenin göremediği ama Benim gördüğüm şey ne biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعلـم مـا الذي أراه فـي هذه الغـرفـة و لا يـراه غيـري ؟ |
Benim gördüğüm dünyada Rockefeller Center'ın yıkıntıları arasında bir geyiğe yaklaşıyorsun sessizce. | Open Subtitles | لقد خضنا تواً تجربة الحياة في العالم الذي أراه تطارد الغزلان في غابه الوادي الواسعه |
Anladığım kadarıyla, birleşmiş beyin güçlerine rağmen, Binbaşı Carter ve Dr McKay bu sorunu ayrılan zamanda çözemeyecekler. | Open Subtitles | الطريق الذي أراه بالرغم من قوة عقولهم الرائد كارتر والدكتور ماكاي لن يستطيعوا حل المشكلة في الوقت المحدد |
tek gördüğüm kızını kurtarmak için yalan söyleyen umutsuz, acınası bir adam. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أراه.. هو رجل يائس ومثير للشفقة، يكذب لينقذ ابنته |
Bizim geleceğimizi böyle görüyorum ben. | Open Subtitles | هذا هو المستقبل الذي أراه لنا |
Bi dakika orada gördüğüm de ne? Biri yardımınıza mı geliyor yoksa? | Open Subtitles | ماهذا الذي أراه من مسافه هل هو شخص قادم لمساعدتك؟ |
Benim gördüğüm tek fark, eksilen para ve mücevherlerim. | Open Subtitles | لأن الاختلاف الوحيد الذي أراه أن مالي أو مجوهراتي قد إختفت. |
Benim gördüğüm böyle, artık bir araya geldiğimize göre senin yerin bizim yanımız. | Open Subtitles | الطريق الذي أراه أننا عدنا مع بعض سوية أنت تنتمي لنا |
Çünkü Benim gördüğüm kadarıyla bu kadın hastane kapanmasın diye uğraşıyor. | Open Subtitles | ،لكن بالمنظور الذي أراه ،هذه المرأة تحاول منع أبواب هذا المشفى من الإغلاق |
İşte Benim gördüğüm gelecek bu. | Open Subtitles | ترى، هذا هو المستقبل الذي أراه. |
Benim gördüğüm Alison'ı görmüyorsun. | Open Subtitles | يعني أنت لا ترى نفس أليسون الذي أراه. |
Iowa halkı en iyisini bilir. Onlar Benim gördüğüm adamı görüyor. | Open Subtitles | سكان (أيوا) يعرفون بشكل أفضل يرون نفس الشخص الذي أراه |
Gördüğüm kadarıyla, ya onun polise gidebilme riskini göze alacağız ya da onu kendimize yakın tutacağız. | Open Subtitles | بالشكل الذي أراه , نخاطر بذهابها إلى الشرطة أو نبقيها قريبةً منا |
Laboratuvarda gördüğüm şey nedir, demokrasi laboratuvarlarında, ne olmuştu? | TED | ماذا يحدث للمختبر الذي أراه هناك، مختبر الديمقراطية، ماذا حدث؟ |
Ve burada gördüğüm şey ise sokak lambasına işemekte olan sarhoş bir adam. | Open Subtitles | ولكن الذي أراه هو رجل قصير ثمل يرتاح على عمود إناره |
tek gördüğüm, önceden yazdığı bir şey onu da görmemişim bile. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أراه هو شيء كتبته سابقًا لم أره حتى. |
* "O", tek gördüğüm sen olduğun için * | Open Subtitles | ? للشخص الوحيد الذي أراه |
Hey! Ne görüyorum ben? Clara, bırak gitsin. | Open Subtitles | ما الذي أراه, كلارا دعها تذهب |