Ona verdiğim ilaç kısa süre etkili. Daha fazla gerekebilir. | Open Subtitles | المخدر الذي أعطيته له مفعوله ضعيف ربما يحتاج المزيد منه |
Babama verdiğim söz, bu evde onur kazanabilmem için elimdeki tek şey. | Open Subtitles | القسم الذي أعطيته لوالدي هو الشرف الوحيد المتبقي لي في هذا المنزل |
Yıldönümümüzde verdiğim parfüm değil mi bu? | Open Subtitles | أهذا هو العطر الذي أعطيته لك فى ذكرى زواجنا؟ |
Onlara verdiğin plaka numarasıyla bulmuşlar. | Open Subtitles | لاحقوه برقم لوحة السيارة الذي أعطيته لهم |
Ev sahibi, ilk yılın kirası olarak verdiğin çeki kullanıyor. | Open Subtitles | حسناً، مالك الأرض يستخدم ذلك اشيك الذي أعطيته له كأول دفعة من الايجار السنوي |
Yılbaşı verdiğim dolar yeterli olur diye düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أظن أن الدولار الذي أعطيته له في الكريسماس كان سيكون كافياً |
Numaralar ilk buluştuğumuzda sana verdiğim kartvizitin üstünde de yazıyor. | Open Subtitles | هذا في الكارت الذي أعطيته لك أول مرة رأيتك |
Hamile olduğu an anladım... ona verdiğim şey bir erkek çocuğu değil... başka bir şeydi. | Open Subtitles | بأنه لم يكن الطفل الذي أعطيته لها لكنه شيء آخر |
Unutmadan, sana verdiğim kitabı bitirdin mi? | Open Subtitles | قبل أن أنسى هذا الكتاب الذي أعطيته لكِ هل انتهيتي منه؟ |
Bayan Ellsworth yataktan çıkmamalı, ve verdiğim ilacı almalı. | Open Subtitles | السيدة يجب أن تبقى في السرير ويجب أن تأخذ الدواء الذي أعطيته لها |
Sana verdiğim telefon nerde ? | Open Subtitles | أنت لا تجيب على الهاتف النقّال الذي أعطيته لك. أنا لا أعرف التعامل مع الآلات. |
ve jaguarım için o lanet meksikalılara verdiğim parayı geri alıyorum o parayı da senin hesabına ekliyorum. | Open Subtitles | وسأخذ المال الذي أعطيته ذالك اللعين مقابل الهيروين وأضيفه إلى دينكِ |
Yatmaya gittiğini zannediyordum. Sana verdiğim ilaçlardan aldın mı? | Open Subtitles | اعتقدت أنك ذاهب للنوم هل أخذت من الدواء الذي أعطيته لك؟ |
Sana verdiğim telefon arızalı diye düşünecektim. | Open Subtitles | اعتقدتُ أن خطباً بالهاتف الذي أعطيته لكِ |
Ona verdiğim pasaportu kullanıp Avusturya'ya gitmiş. | Open Subtitles | استعمل جواز السفر الذي أعطيته إياه وذهب إلى النمسا. |
-Var olmayan hastalığı için verdiğin ilaç değil mi bu? | Open Subtitles | -أليس هذا الدواء الذي أعطيته لها لشئ غير مصابة به؟ |
Al şu oğluma verdiğin paraları. Sadakanı istemiyoruz. | Open Subtitles | ها هو المال الذي أعطيته لابني لا نريد إحسانك |
Bana 4. buluşma dönümümüzde verdiğin hediyenin aynısını veremezsin. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تعطي لي نفس الشئ الذي أعطيته لي في الذكري الرابعه لمواعدتنا |
Biliyorum.onu buldukları zaman üzerinde senin ona verdiğin kıravat varmış. | Open Subtitles | أنا أعلم. عندما وجدوه، وكان لا يزال يرتدي أن التعادل الذي أعطيته له. |
verdiğin adresti. Acil serviste yanlış yazmışlardır. | Open Subtitles | كان العنوان الذي أعطيته لا بد من أنك أخطأت غرفة الطوارىء بكتابته |
Onu hakir görerek ona küçük bir intikam bahanesi verdin. | Open Subtitles | بل هو الانتقام السخيف للاستخفاف الذي أعطيته له. |
Zayıf zihinli olanlar ilaçlarınız ve bize verdiğiniz eğitim sayesinde o şekilde kalacaklar. | Open Subtitles | العقول الأضعف بيننا ...ستبقى على ذلك الطريق شكرا لأدويتك... والتدريب الذي أعطيته لنا |