"الذي لم يولد بعد" - Traduction Arabe en Turc

• doğmamış
• doğmayan

Belki de Claire'yi, Vega'yı, doğmamış çocuğunu bağışlamak, teklif için gayet yeterli.
الاصفاح عن كلير, ربما طفلك الذي لم يولد بعد لديه الكثير ليقدمه

Bu evrimsel çatışma anneyi ve doğmamış çocuğu rahimde gerçekleşen biyolojik bir halat çekme yarışına sokar.
صراع المصالح التطوري هذا، يضع المرأة وطفلها الذي لم يولد بعد في حرب شد وجذب بيولوجية، والتي تتم داخل الرحم.

Henüz doğmamış bir kalbi ya da bu dünyadan ayrılmış bir kalbi kucaklamak yaşayan biri için en zor şeydir.
القلب الذي لم يولد بعد ،و القلب الذي غادَر أيضاً قلبُ الشخص الذي عليهِ أن يحتضن كل هذا .هو أصعب شيء، أعتقد هذا

Herkesin doğmamış ceninden bahsetmesi beni kızdırıyor.
ما يضايقني ان الجميع يتحدثون عن الجنين الذي لم يولد بعد.

Seni parça parça etmekten keyif alacağım, peki doğmayan çocuğunu vücudundan çekip çıkarttırmak nasıl bir duygu?
أنا سوف يتمتع بها، المسيل للدموع لك قطعة في قطعة، فكيف كنت فعلت ذلك إلى الطفل الذي لم يولد بعد وقد مزقتها بها من الجسم.

Ve kocamın doğmamış çocuğunu kurtarmak için.
لتدافعين عن حياتك ولأنقذ ابن زوجي البريء الذي لم يولد بعد

Bu yüzden tanrı doğmamış çocuğunu lezbiyen aşığından aldı.
بسبب ذلك قام الرب بأخذ طفلك الذي لم يولد بعد من عشقيتك السحاقية

Hem kendisinin hem de İsa'nın doğmamış çocuğunun güvenliği için Meryem, Kutsal Topraklardan Fransa'ya kaçtı.
ولأجل سلامتها الشخصية .. ولأجل ابن المسيح الذي لم يولد بعد تركت الأراضي المقدسة .. وجاءت لفرنسا

doğmamış balık oğlum üstüne yemin ederim bunun bedelini ödeyecek.
أقسم بحياة ابني صياد السمك الذي لم يولد بعد إنها ستدفع الثمن

doğmamış bir çocuğu manyakça korumaya çalışıyorsun. Çünkü beni koruyamadığın için suçlu hissediyorsun.
تحاولين بشكل جنوني حماية هذا الطفل الذي لم يولد بعد لأنكِ تشعرين بالذنب لانكِ لم تستطيعين حمايتي

Boom! Büyüksün. Hayır, bu doğmamış çocuğumuzun yılbaşı şömine çorabı.
-كلا، إنه جورب عيد الميلاد لابني الذي لم يولد بعد

Daha doğmamış çocuğum acımasızca elimden alınınca Tanrıları kızdıracak ne yaptım diye merak etmeye başladım.
ثم أبني الذي لم يولد بعد سُلِبَ منّي وجعلني أتسائل ما الشيء الذي أرتكبته حتى أغضب الآلهة

Daha doğmamış çocuğum acımasızca elimden alınınca Tanrıları kızdıracak ne yaptım diye merak etmeye başladım.
ثم أبني الذي لم يولد بعد سُلِبَ منّي وجعلني أتسائل ما الشيء الذي أرتكبته حتي أغضب الآلهة

Ben buradaki insanları, tıpkı senin karını ve doğmamış çocuğunu sevdiğin kadar seviyorum.
ترى، وأنا أحب هؤلاء الناس هنا بقدر ما تحب زوجة الخاص بك، والطفل الذي لم يولد بعد.

doğmamış torunumun adına bu saf taç yapraklarını göz yaşlarımla ve kanla süslüyorum.
باسم حفيدي الذي لم يولد بعد أقدم بتلات الملح تلك مع دموعي

Şimdilik sadece Claire ve doğmamış çocuğunu Helena'ya götürmeliyiz.
في الوقت الراهن, نحن بحاجة فقط إلى روح كلير والطفل الذي لم يولد بعد الى هيلانة,

doğmamış çocuk hepimizi kontrol etti... bir düşün Robert bu çocuk iyi bir şey mi... bu çocuk Tanrı'nın mı yoksa başka bir şeyin mi?
هذا الطفل الذي لم يولد بعد السيطرة على كل واحد منا. لذا اسأل نفسك، روبرت، هو أن الطفل شيء جيد؟

doğmamış bebeğime nasıl dayak atılacağını öğretiyorum.
أري ابني الذي لم يولد بعد كيف تضرب المؤخرات

Dedi doğmamış çocuğumun babası!
قالها والد طفلي الذي لم يولد بعد