"Zevk, uğrunda yaşanması gereken tek şeydir." | Open Subtitles | المتعة هي الشيء الوحيد الذي يجب على المرء ان يعيش لأجله |
Sen her çocuğun büyüdüğünde olması gereken her kızın evlenmesi gereken bir erkeksin. | Open Subtitles | مـارشـال ، أنت الرجل الذي يجب على كل صبي أن يكبر ليكون مثلك وكل فتاة يجب أن تتزوج |
İnsanların gerçekten yapması gereken daha fazla harcamak. | Open Subtitles | ما الذي يجب على الناس فعله حقاً هو الإنفاق أكثر. |
Bu sadece insanın kendi başına hâlletmesi gereken şeylerden biri. | Open Subtitles | إنها فقط أحد هذه الأشياء الذي يجب على الرجل التعامل معها بمفرده. |
Bir erkeğin kendi başına hareket etmesi gereken bir zaman vardır. | Open Subtitles | حسنا , عندها يأتي الوقت الذي يجب على الرجل فيه ان يبدأ العمل بنفسه |
Vücudunda lastik kullanman gereken sadece bir tek yer var. | Open Subtitles | يوجد هُناك جزء واحد فقط من الجسد الذي يجب على المطاط تغطيته |
Bu düz bir uzayda minimum yörünge oluşturma daha sonra robotların kontrolü ve sonra yerine getirmesi için yapması gereken karmaşık 12 boyutlu uzaya tekrar geri dönüştürülecektir, | TED | وهذا المسار الأقل في معدل الذبذبة على الفضاء المسطح يتم تحويله مرةً أخرى الى الفضاء المُعقد ذو ال 12 بُعداً ، الذي يجب على الروبوت أن يقوم به للتحكُم والتنفيذ. |
...mıntıkaların ödemesi gereken bir bedeldi. | Open Subtitles | و هي الثمن الذي يجب على المقاطعات دفعه |
Bunchy'nin ilgilenmesi gereken şeyler bunlar. | Open Subtitles | هذا هو العمل الذي يجب على (بانشي) الاعتناء به |