"الذي يحبه" - Traduction Arabe en Turc

    • sevdiği
        
    Bana patlayıcıları herkesin sevdiği aşağılık herifin koltuğunun altına koymamı söylemiştin! Open Subtitles قلت لي أن أضع المتفجرات تحت مقعد الكاذب الذي يحبه الجميع
    Özel olduğunu söylemesini mi istiyorsun en sevdiği çocuğun sen olduğunu? Open Subtitles لأنك تريد منه أن يقول أنك مميز؟ الطفل الذي يحبه أكثر؟
    En sevdiği şovları kasete alırız. Bir şey kaçırmayacak. Open Subtitles نسجّل له البرنامج الذي يحبه من التلفزيون
    Hayır ama sevdiği kişiyle konuştuğuna inanıyordu. Open Subtitles لا ، كان مقتنع بأنه يتحدث مع الشخص الذي يحبه
    Hayır ama sevdiği kişiyle konuştuğuna inanıyordu. Open Subtitles لا ، كان مقتنع بأنه يتحدث مع الشخص الذي يحبه
    Silah ve otorite onda. İnsanların sevdiği kişi o. Open Subtitles لديه السلاح و السلطة إنه من النوع الذي يحبه الناس
    Sen bu adada, herkesin sevdiği tek kişisin. Open Subtitles أنت الشخص الوحيد تقريباً الذي يحبه الجميع على هذه الجزيرة
    Sen bu adada, herkesin sevdiği tek kişisin. Open Subtitles أنت الشخص الوحيد تقريباً الذي يحبه الجميع على هذه الجزيرة
    Her şeyden daha çok sevdiği bir şeyle, takasa ihtiyacın var. Open Subtitles عليك أن تقايضه مع الشيء الذي يحبه أكثر من أي شيء آخر
    Sen bu adada, herkesin sevdiği neredeyse tek kişisin. Open Subtitles أنت الشخص الوحيد تقريباً الذي يحبه الجميع على هذه الجزيرة
    Evet. Yetişkinlerin bile sevdiği o fantastik romanlardan biri. Open Subtitles أجل، إنه ذلك الكتاب الذي يحبه الكبار حتى
    Ve babamın sevdiği biftekten almayı da unutma, tamam mı? Open Subtitles ولا تنسى النوع الخاص من شرئح الحم ـ الذي يحبه والدي، حسناً؟
    Evet, demek ki sevdiği işi yaparken mutlu ölecek. Open Subtitles بكل تأكيد, سوف يموت سعيداً لأنه يقوم بالعمل الذي يحبه
    Evet. babamın sevdiği Fransız lokantasına gittiler. Open Subtitles أجل، لقد ذهبا لذلك المطعم الفرنسي الذي يحبه أبي
    Tamam. Onunla konuşacak ve ağzından laf alacaksın. Suçluların yapmayı en çok sevdiği şey, kendilerinden bahsetmektir. Open Subtitles حسنًا، ستتحدث إليه وتشعر به الشيء الوحيد الذي يحبه المجرمون هو الحديث عن أنفسهم
    Burası lise. İnsanların kendi sorunlarından daha fazla bahsetmeyi sevdiği bir şey varsa, o da başkalarının sorunlarıdır. Open Subtitles إنها مدرسة ثانوية، الشيء الوحيد الذي يحبه الطلاب أكثر من التحدث بشان مشاكلهم هو التحدث عن مشاكل غيرهم.
    Sana sadece ikimizin de sevdiği arkadaşımızın iyi olup olmayacağını soruyorum. Open Subtitles إنما أسألك إن ما كنت تعتقد أن صديقنا الذي يحبه كلانا.. بخير؟
    Ve suçluları yakalamaktan başka çok sevdiği tek şey... Open Subtitles والشئ الوحيد الذي يحبه اكثر من اعتقال المجرمين
    Yalnızca, annesinin onun için seçtiği oyuncaklarla oynadıktan sonra ilk defa, gerçekten sevdiği bir şeyi keşfetti. Open Subtitles كان يملك فقط الالعاب التي كانت تحضرها امه واكتشف لاول مرة ما الذي يحبه فعلا
    Herkesin sevdiği ama birine itiraf etmekten utandığı bir şeyler vardır. Open Subtitles الجميع يملك ذلك الشيء الذي يحبه لكنهم يخجلون منه كثيراً ولذلك يرفضون الإعتراف به لأي أحد.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus