Başkan'ı buraya davet ederken bir ortak edinme umudum vardı. | Open Subtitles | عندما دعوت الرئيس إلى هنا كنت أنوي العثور على شريك |
Başkan'ı peşimden sürükleyerek neredeyse ölmesine neden oluyordum. | Open Subtitles | ،بعدما أخذتُ الرئيس إلى الفوضى و كان على وشك الموت |
Başkan'ı şehide dönüştürmek yerine onu kahraman yaptık. | Open Subtitles | بدلاً من تحويل الرئيس إلى شهيد قمنا بتحويله إلى بطل |
Bu iş hallolana kadar Başkan'ın emrettiği gibi gözaltında kalacaksınız. | Open Subtitles | سوف تبقى في الحجز كما أمر الرئيس إلى أن تحل المشكلة |
Senin ve Başkan'ın orada olmanızdan büyük mutluluk duyarım... | Open Subtitles | لقد أرحب كثيرا بمجيئك أنت و الرئيس إلى هذا الحدث |
İsim yapmak, Başkan'ın hayatını cehenneme çevirmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد أن تصنع اسماً لنفسك هل تريد أن تحوّل حياة الرئيس إلى جحيم |
Seninle ilk karşılaştığımızda ve Başkan'ı yurda ilk getirdiğimde senin tarafını tutuyordum. | Open Subtitles | ،تاي يانغ"، عندما قابلتكِ أول مرة و منذ أول يوم أحضرت بهِ الرئيس إلى الفندق كُنت مُنحاز لكِ |
Lütfen Başkan'ı bir nezaret odasına götürün. | Open Subtitles | من فضلك خذ الرئيس إلى غرفة الإنتظار |
Gizli Servis, Başkan'ı gizli bir yere götürüyor. | Open Subtitles | الحرس الخاص ينقل الرئيس إلى تحت الأرض |
Başkan'ı arabaya bindirin. | Open Subtitles | احضروا الرئيس إلى السيارة |
- Başkan'ı buraya davet ederek. | Open Subtitles | -من خلال دعوة الرئيس إلى هنا . |
Başkan'ın onu Pentagon'un bodrumuna sürüklemesi, birileri bunu ödeyecek. | Open Subtitles | وعندما جره الرئيس إلى قبو البنتاغون... لا بد أن يدفع شخص ما ثمن ذلك |
Bir gün, Başkan'ın ailesi havaalanıa gitmiş. | Open Subtitles | وذات يوم، ذهبت عائلة الرئيس إلى المطار |
Başkan'ın elinden sana. | Open Subtitles | من يدِ الرئيس إلى يدك |