Başkan ve First Leydi'nin geçişinde, Dallas'ta samimi bir kalabalık var. | Open Subtitles | هذه الحشود المحبة في وسط مدينة دالس كما مر الرئيس والسيدة الأولى |
Başkan ve First Leydi'nin geçişinde, Dallas'ta samimi bir kalabalık var. | Open Subtitles | هذه الحشود المحبة في وسط مدينة دالس كما مر الرئيس والسيدة الأولى |
Başkan ve First Leydi'nin geçişinde, Dallas'ta samimi bir kalabalık var. | Open Subtitles | هذه الحشود المحبة في وسط مدينة دالس كما مر الرئيس والسيدة الأولى |
Bayanlar ve Baylar, Başkan ve First Lady geliyor. | Open Subtitles | السيدات والسادة، و الرئيس والسيدة الأولى |
Üstünde Başkan ve First Lady damgası var. | Open Subtitles | ومحفور عليها توقيع الرئيس والسيدة الأولى |
Ama Başkan ve First Leydi uygun. | Open Subtitles | لكن مع الرئيس والسيدة الأولى |
Noah Baker, Başkan ve First Lady ile özel röportaj yapabilmek için bir saat süre verdi. | Open Subtitles | لدينا فقط ساعة واحدة لاعطاء نوح بيكر مقابلة حصرية مع الرئيس والسيدة الأولى |
Anlatılanlar doğru mu yanlış mı bilmiyorum ama eğer öyleyse, umarım Başkan ve First Lady zıt görüşlerini oturup halledebilirler. | Open Subtitles | لا أعلم صحة هذا الكلام من عدمه لكن إن كان صحيحًا فآمل أن الرئيس والسيدة الأولى يمكنهم حل خلافاتهم |
Kendimi bir Başkan ve First Lady arasında çapraz ateşin ortasına atmayacağım. | Open Subtitles | لن أضع نفسي وسط المشاكل بين الرئيس والسيدة الأولى |